Sahiplenmezsin sahipli bir mezarı
Ayrılık kapanan bir kapı
Nereye gider
Nereye açılır bilinmez
Yolculuk gidiştir
Her gidiş dönüştür belki yalnızlığına
Tarih atlasına baksam
Zamanını bulamam
Çoğrafya kitabında bölgeni
Türkçe kitabında hangi yazıya başlıksın bilen yok
Resim kitabında resmin
Müzik kitabında notan eksik
En çok büyüyünce giyeceğim
Bir numara büyük ayakkabıyı öksedim
Uzayınca topuğumda kalan pantolonu
Hayat boldu bir numara büyük
Küçülmüyordu giydiğim şeyler
Ne zaman büyüsem
Söylediğin sözler ısırgan
Çimdikle sen,uyanacağım
Yok üzülme....
Acıtmadı hiçbiri
Alıştığım kadar yokluğuna
Ölüm hep ayrılıklar getirdi bana
Sonsuzluktu artık özlem
Ölümden korkmadım hiç
Korktum korktum bir kere
Sevdiklerimden ayrılmaktı ölüm
Gözlerine bakamamaktı
Hava ağır
Yağmur ağıraştırıyor durmadan üstümdekileri
Dağlara sis çökmüş
Ağır ağır uzaklaşıyorlar ağaçlardan
Çağlayan köpürüyor suya
Beyaz çiçekleriyle karşılyor bir ağaç beni
Nasıl kıydın onlara
Nasıl kuruttun
Renklerin esiri
Aldın bir canı daha
Kelebek vadisin de
Sivrisinek ısırığı
Yitirdim yorgun gecelerde
Koltuk altı uykuları
Ama aradım kuytu ağaç zamanlarını
Çimenin yeşiline değen kısrak nalları
Rüzğar merhaba dedi
Dikensiz avlularda
Sabahın habercisi
Öten kuşlar
Gökyüzü elbise değiştirdi
Kızıl bulutların altında
Mutsuzum hemde çok
Bu hayat nasıl gecer
Seni dağ keçisi
Dip balığı
Mezgit tadı
Kılıcın keskinliği yalan
Senin keskinliğinde
Balıkçılar çarşısındayım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!