Tırmanarak çıktığımız
Dağın doruğunda
İçimi ısıtan bir kır çiçeği
Sen emeğin vücudumu saran
Sarmaşığı
Kaçak bir hanımeli
Sıkı tutun geceye
Gözlerin, aralandığında
Uykunun sarhoşluğunda
Yeni açmış bir gün gibi
Usulca sızayım odana
Gözlerin kamaşsın
Acımasızca hatırlatır şimdi,
Yalnızlığı sonbahar.
Ağaçlar yaprak döker
Sere serpe hüzünle
Kaldırımlar çıplak
gazel sesleri dokunur kadehime
Umudun varsa
Cesursun demektir
Yalnızlık sabır dokur
Yola çıkarsan umudunu koyarsın yüreğinin cebine
Ya çürürse... umut o zaman işte
Sen kokacağım
Çatık kaşlım
Dudaklarımın ateşi
Kalk uyuma sarıl
Saçlarını at bağrıma
Öyle hasretim sana
Aklına koymuşsa
giden
gitmeyi
vakit çoktan gelmiştir zaten
Kal demem
Gitmen
Ey gecenin karanlığın da
Yıldızlarda dolasan zavallı yüreğim
Kanında büyüttüğün güller tomurcuk açtı
Çık artık saklandığın yerden
Tut artık umutla dokunulası hayatı
Ya ömür de ya ölüm.
Kapının zili çalmıyor artık
Gülen bir yüz yok evde
Her şey sensizlik senfonisinde
Çay demlemeyeli çok oldu
Ekmekte almıyorum artık
Buzdolabının kapısı kapalı
Sabahları kim eşlik eder,bülbül şakımaları na
Sevda çeken bir yürekten başka,
Sanma ki bülbül sesine aşığım
Sessizlik benim yol arkadaşım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!