Ellerin ısıtmayacaksa bu zemheri ellerimi, al güneşi de istemem...
benim gönlüm zaten viran
ne olur şu viran gönlüme girip de sarı çiçek döktürme bana ey sevgili...
sen yokken ben bir serçe idim
sen geldin kanarya ettin beni
mahzunluğumu alıp rüzgara ettin esir
virane kalbime bir teselli geldi...
Sıkışıyor ruhum yâr dergahında
Vuslat istiyor biçare yüreğim
Lakin incitmek yasaktır evvelden bana
O yüzden şimdi susmak mecburiyetinde yüreğimdeki yara
Biliyorum bir kalın perde var şimdi aramızda
Bilakis bende yok ara
Yıkıldı evim
Ördüğün tuğlalar birer birer düştü
İnanç kapısından
Surda bir gedik
Ruhum da ayna, sura bakan
Kanayan içten içe bir tufan.
Yine ne olduğunu anlamadığım saatler
Tik tak
Zaman yavaş
Kalbim hızlı
Ruhum gençlikten geçmiş,yaşlı
Küllerim dağılmak üzere arşa
Bugün günlerden Bosna
Mavi kelebekler sarmış dört bir yanı
Bugün günlerden Bosna
Gözler buğulu, kulaklarda uğultu
Bugün günlerden Bosna
Karanlıkta kalmış bütün umutlar
Bir sıcak şaraptı dudakların
Her öpüşümde içimde bir yerler yanardı
Bir cigara ellerinde
Yakışmıyor ellerine cigara
Bir gazete koltuk altında
Biraz buruşmuş sayfalar
Herkesin önüne çelikten bir kapı olabilirim ama bir tek sana... Bir tek sana tül perde bile olmak gelmiyor içimden...
Boğulsam maviliğinde kim ne diyebilirdi
Yelkenim alabora olsa sen diyarında kime neydi?..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!