Ufak bir tebessüm beliriyor lebin kenarında
Ruhu şimdilerde hafif
Göçmen kuşlar misali süzülüyor semada
Bâtının çıkıyor yüzü
Demleniyor hülyada
Vuruyor meltem
Saadet-i seniyyemsin benim.
Lebdeki kıvrımım,
Gözlerimin güneşisin.
Seni hissedebilmek;
Öyle ihtişamlı ve öyle derin,
Suskunluğumun çığlısın.
Bir girizgahtayım Tanrım
Ne yana baksam bir tufan sanki
Mehbare benliğimin yorgun kuşları uçuyor şimdi
Sadece ruhları istiyorum
Oysa bedenler sevişiyor şimdi
Gökyüzünde bir kuş
Kalbimin en derinine atılmış bir tohum
Ne gören olmuş ne de duyan
Kimsesiz, körpe bir filiz olmuş ardından
Büyüdükçe delip geçmiş kalbimi
Dallarından sallandırmış tüm soru işaretlerini
Geçmiş karşıma gülüşmüş sonra
Şimdi gözlerde matem
Derin
Anlamsız ve kaçak bakışlar
Hayır, anlamlı bakışlar
Uzaklarda bir el,
Evet, bir el...
Nefesim gözlerinde vuku buluyor
Aynalar beni değil seni gösteriyor
İçimde atan bu can bana ait değil sanki
Bir hapishane, vuslat şimdilerde
Kelepçeler vurulmuş dilime
Yalnız gözlerim haykırıyor gerçekleri
Zemheri dehlizde huzme misali
Yorgun bedenler üzerine derin düşünceler,
Hayır sade hüzün değil!
Lebdeki kıvrımlar şimdi.
Silsileler olacak, depremler sallayacak viran gönlümüzü,
Zincirleyecekler hasret diyarına bizi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!