Ben,
Eski ben degilim.
Dalinda sevgiyle acan tomurcuk…
Taze dallar gibi kolay egilen…
Safradan yesil yapraklarim.
Altinda barinmayin bocekler!
Bilmezler yüreğine nasıl oturur
bilinmez bekleyişin acı tortusu
yalnızlığında arkadaşın olur ayna
dört duvarla tutsak olduğunu sanırken
duvarlar çoğalır,
köşeler çoğalır
Günün aydınlanan yüzüne eşlik ediyordu ötüşleriyle kumrular. Yağmur önce kokusunu, sonrasında sesini duyurdu bir melodi gibi. Gecenin pası ağzımda, yarıaçık gözlerimle sevgi denizinde kulaç atıyordum yine. Güne karışan onca sesin içinde son sözlerindi kulaklarımda yankılanan.”SENİ SEVİYORUM”… Ne kadar zamandı duymayalı bu iki sözcüğü…
Suskundu yüreğim, Tel örgülerinde sevmenin yasağına dolanan, asmanın filizi gibi sarıp sarmalasa da sevgim “Ben de” diyemedim…
Biliyorum sevmenin kuralı yok!
Yüreğe “dur” demenin,“Sus” demenin yararı…
Hep uzanır kolları, tutunacak bir yürek bulduğunda içine sığar mı düşünmeden, hesabını yapmadan bazen.
Ağlamadan gözyaşlarımı içime akıtmam, Suskunluğum, yenilgim değildi… Yüreğin kopup gitmişse önceden. Neyleyim?
Neyleyim gözlerin gözlerime değmemiş, bu eller ellerini tutmamış, yüreğinin sesini duymamışsam derinden.
Ne değişirdi “gitme kal “desem. Bu kaçıncı göçüydü sevdanın, kaçıncı vurgun yiyişimdi senden…
Şimdi düşünüyorum, önümde bir defterin darmadağınık sayfaları gibi, bir oyana bir bu yana vuran zamanın sarkacında anlar.
Kış mı,?
Yaz mı,?
-* bana ait hiçbir şey kalmadı bende
duygularım
düşüncelerim hep sende.
sevgin kavururcasına yakar bedenimi
ellerini düşünürüm kenetlenir ellerimde
avuçlarımda atar kalbim.
Rüzgar.... tozu toprağı birbirine katan, deliler gibi esen rüzgar.... Öfken içimi titretti bir an. Açık kapımdan uçuşan perdenin çırpınışları gibi. Hava da karardı. Sanki, bulutlar dudak büktüler,ağladı ağlayacaklar birazdan. Dışarda komşu kadınların telaşlı konuşmaları 'hava yağmasa bari...şu rüzgarda nerden çıktı.Allah aşkına! ' Kimi havaya kimi rüzgara sitem eder. Ben se bulutlara...kararan yüzleri beni rahatsız eder.
İçimde bir sıkıntı işte benim fırtınam o zaman kopar. Bulutlar gibi kolay ağlayamam ben. Boğazıma tıkanır yumrukların binlercesi. Göz pınarlarımda donuklaşır,ağırlaşır göz yaşlarım. Ta ki göz kapaklarım taşıyamayana dek, göz yaşlarımı. Her biri ayrı bir nehir olur süzülür yüreğimden.İşte! böyle ağlarım ben.Ayrıcalığım yoktur sessiz akan nehirlerden.
Yer gök boz bulanık
güneş elini eteğini çekmiş yerden
Sen yoksun simdi....
martilar var issiz koylarda.
batip cikar anilar,
kopuren dalgalarda.
dusunurken gecmisi gumus rengi sularda
takildi kaldi gozlerim,
Hani 'belki bir gün' diyorum
İner sulara golgesi kirpiklerimin
Derin kuyuların durgun suları gibi sessiz
Akar yüreğine duygularım
Hepimiz biliyoruz ki yaygın Hümanist bir deyişle
tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak ifade ediliyor.
Dün gece, Sahne Tozu Tiyatrosunun sezonun son oyunu olarak sahnelediği Turgut Özakman’ın yazdığı,M.Çağlar İşgörenin yönettiği “BİR ŞEHNAZ OYUN”-(iki perde tarihsel komedi) çok güzeldi.
Öncelikle güzel İzmir’imize bu özel ve güzel tiyatroyu kazandıran Genç Yönetmen Sevgili M.Çağlar İşgören’i kutluyor ve ç...ok teşekkür ediyorum.
Salonun tiyatroyu seven ve tiyatroya gönül vermiş gençlerle dolu olması İzmir’de tiyatronun geleceği açısından beni umutlandırdı. Son dönemlerde tiyatro üzerine yapılan söylem ve tartışmalardan sonra “tiyatro” üzerine endişelerim vardı. Ama görüyorum ki “tiyatro” yapıyorum diye “müsamere” sunanların olduğu bir dönemde SAHNE TOZU Tiyatrosu’nun genç oyuncuları aldıkları disiplinli eğitimleriyle bu inanışın dışında bir performans sergilediler.
Karmakarisik anilar...yalnizlik dolu yillar
Erken gelen sonbahari bana animsattilar
Gumusten isigiyla aydinlatirken Ay geceyi,
Senle dolu dusuncelere gomulmek istiyorum.
Icimde dinmez garip bir arzunun susuzlugunu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!