İki sütun arasındayım…
Yukarıda;
Toprakla hava karışımı
Turkuaz bir kubbe
Önümde;
Fırat ve Dicle
Var eden rabbim duysun sesimi
Koymasın içimde yar hevesimi
Daha kesilmedi işin kesimi
Yar mehtaba dura ben yara duram
Bir dere kenarında
Bir salyangoz yaşarmış
Onu görüp bilenler
Bu işe çok şaşarmış
Sırtında evi ile
Uzunca bir yola çıkmış
Güneş ve sevgi;
Bir yaprağın ayrıntıları gibi
Bir atom taneciğinin ayrıntıları gibi
Isınmak üşümek gibi, bir damla
Resimde boğulmak gibi bir şeydir
Kaçının başı düşmüş eteklerime,
Kaçı karınca yükü,
Kaçı nadasa konuk.
Sarının her türlüsü,
Güneşin alın teri.
Selamın başım üstüne dedi eren.
Sonra yürüdü, Tanrının çayırlarında.
Tanrı ona çok yakın,
Bilgelik içinde,
Koyunlarını güttü, Tanrı’nın,
Ömrü boyunca…
Ruhun içini dolduran
Kıpkırmızı kan
Izdırap mı
Her gece yüreğime akan
Sordum kekik dağından
Henüz geçmemiş kervan
Öyle yazmalıyım ki şiiri
Dedi şair
Söz söylenmesin üstüne
Bir daha aşka dair
Özümseme
Bütün bu ölüp biteni
Bu külrengi şehri
Ve soğuğu
Dalma
Güzel ölen düşlere
Hep geceleri, karanlıkları yazarım şiirlerimde
Bilmem nedendir?
Ruhumun bu karanlık sevdası
Kör bir yılan ve gece
İri bir örümcek ağı ve karanlık
Zihnim ne zaman karışsa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!