Balya dağlarında bir koca meşe
Çağırın yarimi mezarım eşe
Benim sevdiceğim gök gözlü Ayşe
Ağla bulut ağla öldüm öleli
Daire semai dönerek ney neye söyler ne der?
İki mısraını serlevha yaptığım Tab'î Mustafa Efendi'nin 'Gül yüzlülerin şevkine gel' diye başlayan bayatî şarkısında da olduğu gibi ney, kendisine sır sunulmuş bir müzik aletidir.
Hassaten Mevlana Celâleddin Rumî'nin mesnevisinde meşhur ilk on sekiz beytin mevzuu olmakla musikinin sınırlarını aşıp bizatihi tasavvuf konularının izahı için imtisal edilmiş, özellikle Mevlevî tarikatı ile bütünleşmiştir.
Müşahhas hali ile kamıştan öte bir şey bulamayacağımız ney, mücerredde insanın manası ile örtüşür.
Zayıf tarik ile anlatılan bir hikâyecikte Allah'ın peygamberi tarafından 'ilmin kapısı' diye taltif edilen Hz. Ali (R.A) 'nin, sahip olduğu ilim sırrını bir kuyuya fısıldadığı, sonraları kuyunun suyu ile yeşeren kamışlardan bir çobanın ney yaptığı, neyden çıkan avazın da ilim sırrını ifşa ettiğinden bahsedilir. Muteber olmayan bu hikâyecik ile neye, mana âleminden üns esintisi sunan bir nefes nazarıyla bakılmış, neyzenler de ney üflerken umumiyetle gözlerini kapatıp gaybdan haber alırcasına bir edaya bürünmüşlerdir.
Olgunlaşmamış duyguları
Zirvede yaşamaya
Yeltendim
Derunumdaki çocuğa inat
Ağırdı sırtıma
Biçilen elbise
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!