De gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim
İstanbul darmadağın olacak, saçlarım
darmadağın. Hepsi, darmadağın!
üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatin!
bir martıyı ağlattın iste
bir çocuk garanti intihar eder artık
kütür kütür küfrediyor gece imanıma
bir yaprak kırılıp suya düşüyor
su yaralanıyor su kanıyor şelale!
acınası tesadüflerle ayrılıyorsun molekülden,
hüzün hastası bir hayvansın
şiddetli baş ağrılarıyla çalkalanan
çok kurak iklimlerde, büyük sinir krizlerinde
ağır işkence görmüş şehirlerde
saadetin zarif, adaletin ince.
şeytanın beline sardığı kuşakla bağlayıp gözlerimi
bu korkunç tuzlu yutkunmanın orta yerine bıraktılar beni
bıraktın beni
o tahta balerinin yırtık bacaklarında benim tebliğimden
bir yansıma bir sıçrayış
gece üçte uyanıp başladım alkışlamaya,bıraktın beni;
dün gece, ağzından ağzıma fışkıran sözcükler
-bir ihanet nüvesi-
ve o gize bürünmüş yaşlı masal kahramanları
ve 'sen sus çocuk' gag'leriyle süslü tiratlar
ve perde kapandı! artık tiyatrolar hela olacak!
Bana bir sonbahar fısılda
senden başka masumiyetim yok
çocukluğum tek tabanca
Herşeyi geriye saymaktan yorgunum
kaç intiharım varsa o kadar sevgilim var
ay farzındayım
tırnaklarımın arasına dünya birikti
kimseye koyduğum ad da yok
ve bu gece
ilçeyken il oluveriyor yalnızlığım
Aynı ranzada uyumuştuk seninle
yatılı okula benzeyen bir sevdada,
üstte kim yatabilirdi ki: Elbette yeryüzü!
altta kim yatabilirdi ki: Elbette gözlerimizdeki intihar süsü!
birbirimizi düşündüğümüz gizli saklı rüyalarla
kim mutlu olabilirdi ki: Elbette günah dürtüsü!
Köpeğin havladığı spiral
dönerek düşüyor üstüne
simsiyah bir kristal harın
Son kez öpüşüyorlar elleriyle
dumanı yararak ilerliyor
adımı ilk söylediğin gün
kan geldi kulaklarımdan o gece
aceleyle çıkıp evden
seni aradım saatlerce
bulsam vuracaktım
"sen şiirine yakışan bir hayatın emanetçisi, bekçisi ve tek sahibisin. kendi yazdığın kaderi taşıyan alnından hasretle öperim." hep çok sevildin iskender, iyi uykular.
Yıllar öncesinden, "İzmir Şiir Günleri"nden kalma bir aşinalıktan
ve okurluktan hareketle;
( Türkiye' den de bir Adonis' in çıkma vakti gelmiş olabilir..)
20/07/2011- demiştim,
Yerli Adonis misyonunu adfederken, "Türk Şiirinin Haylaz
Şairi"nin "Yoruldum geriye doğru saymak ...
..Affedilen vazgeçilendir.. O, affedildi.. Çünkü ondan vazgeçildi !..