Kapılar açılınca teker, teker
Ortaya çıkar gerçekler
Saklanmazlar ki bulamayasın
İster ki yolcular arasın
Maddiyat geçici
Ey fâni! Bırak hırslarını
Perdeler uçuşur
Gerçeklik rûzgarında
Elbet aralayan bulunur
Bu koca kâinatta
Bir ışık hüzmesi
Bir var, iki yok
Ân kapıyı çalınca
Ruh, kanatlanır özgürlüğe
Ne Beis, ne veda
Yükselir gökkubeye
Koca gümüş kapı açılır
Hoşgeldin dercesine
Büyük Ruh, ulu Ruh, geldim işte
Şimdi vuslat zamanı
Turab oldum eteğinde
Şimdi huzur ânı
Deneyimlerle yüklü
Mâneviyat heybem
Vapur,Salınarak Yol Aldı
Bütün Yorgunluğuyla,Mahmur
Herkes Yatmıştır Belki de
Stalin'in tavuğu!
Bir avuç buğdaya, verdi tüylerini
Cascavlak kaldı,haberi yok
İki, üç buğdaya geçti siniri
Zannetti kendini tok
Ah tavuk, vah tavuk
Üzümün kızı
Bir başkadır nazı
En güzeli kırmızı
Baş döndürür rahiyası
Havalanmak ister kavuşmadan
Saçlarını silkeler şöyle bir
Ulu çınar
Yaprakları, bir başka hışırdar
Rüzgar olunca,sallanır ağır,ağır
Mağrur, muhteşem yaşı hemen,hemen bir asır
Çocuk yattıkları yerde
Sevinçle gösterdi dedesine
Sessizce sevdik birbirimizi
Gözyaşlarımız aktı yüreğimize
Gözlerimiz söyledi sevgimizi
Kavuşamayacağımızı bile, bile
Geceleri Ay' ı görürüm
İçim bir başka yırtılır
Sır, sır ile kaplanmaz
O zaten Aynadır
Gördüğün her şey sırdır
Görebilene Aşkolsun
Ayna var, göresin suretin
Bak, sırların birisi sensin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!