AK olmasını isterdin değil mi?
Bostancıbaşının getirdiği şerbetin
Bu kadar zalimliğe değdi mi?
Şimdi al şerbeti içersin
Utanmıyormusun ellerindeki kandan
Silinme yaptıkların cihandan
SENİNLE
Dün rüyamda yine seninle
Dolaştık hep el ele
Başını koydun omzuma
Sahildeki bankta
Deniz hırçın dalgalı
Masallardan fırlamış gibi
Şeker ev Burgazadada
Dolaşır bazen, eskilerin hayali
Ulu çamların arasında
Çekirdek Şeker ailesi yaşar içinde
Samimiyet, sevgi,sükunet
Gözleri, bakar derin
Dünya bilgisi engin
Konuşması, akar su gibi
Bence Şems-i tebriz-i
Ayakları, yere basar
Salkım söğüt, dallarını
Hışırdatır kollarını
Alır dünya hararetini
Onun dibine gömün beni
Mutlaka etrafında su vardır
Ben Hizan köyü öğrencilerinden gördüm
Sevdiğini gözünden öpmeyi
Duygu güruhunda boğuldum
Görmedim böyle insan sevmeyi
Gözümsün dercesine öptü
Yeliz öğretmenini gözünden
Rüzgar tüm hızıyla esti
Kâh Neşe, çoğunlukla hüzün getirdi
Son dinlemez el- aman
Rüzgar gibi geçti zaman
Cis'm-ü âlâ fâniymiş bilemezdi
BENİ TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİNİZ.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Ben herdaim Atamı dinlerim
Ben de Türk hekim isterim
Gitmeyin, bizi bırakmayın
Mânâsız olduğunu anladığımda
Bedenin
Ruh'um parçasıymış
Evrenin
Bedenim, sadece hizmetkâr
Ruh'um
Gel
Kapıları açalım tek,tek
Perdeleri aralayalım
Bu beden ölene dek
Bırakınca bedeni
Kavuşalım özümüze
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!