Hançeremde bırakma, son harfini isminin
Feryadım mahrecime dokunacak nasılsa.
Öksüz gönül telime gam yükleyen es kimin?
Güfte, nadan elinde okunacak, yazılsa.
Kaç yüreğin kanayan resmi var
yürüdüğün yollarda?
“Susma” hakkını kullandın,
“Son söz” hakkımı sağlamadan.
Dışa vuramadığın ihtirasın öfkesine yenildin,
Daha güzel duygular yaşayabilme ihtimali varken.
Andolsun ki
İlahi tezgâhların malıyım ben
İdrakin mealiyle doku beni…
Cuma vaktini emerken zaman
Bir ses düşürdüm dilimin balkonundan
Currıculum Vıtae
I..
ilk an göğüs kafesimi ısırdı dünya
her göz mesafesinde
bir yorgunluk emaresi
sesin dehşetiyle büyüyen
aşkın ikircikli hengamesi
ilkin güneşe gider ah
İlgisizlik diye bir böcek
Düşerse içtiğin çorbaya
Söyle nasıl seslenirsin
Söyle kendine Alman gibi duran garsona
Ve diğer akıl hizmetkârlarına
Bildiğin acılara hiç el kaldırmamışken
ey turuncu!
seğir artık gözlerimi…
bitap düşmeye amade ellerim,
çalındıkça davullar
ney/i özler dudaklarım…
Hevesle her mevsime
çat kapı misafir olmak güzeldi.
Kim bilir,
ömrün sonbaharıdır dem aldığın.
Zemheri öyle yakın,
Gafletle avunduğun
uykusuzluğun keyfi ile saldırıyorum
zamanın memelerine
bir an süte boğuluyor aşk
Kuru ekmek
Soğan kabuğu
Soluk borusu anasonla steril
Bütün kıtaları gezmiş deniz çocuğu
Kralından ruhsatlı
Siz ey küçük soytarılar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!