Köylü Dayım... Şiiri - Hasan Belek 2

Hasan Belek 2
380

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Köylü Dayım...


​Sen, yüzünde asırların yorgun coğrafyasını taşıyan adam,
hangi dağın rüzgarı yonttu o granit bakışlarını?

Ellerin... Ah o ellerin dayım,
her biri, toprağın bağrına basılmış mühür,
her parmağın, çatlamış bir tohumun çatısına direk.

Nasır değil onlar, hayır!
Onlar, güneşle girilen bahsin kazanılmış madalyalarıdır avuçlarında.
​Sabah ezanıyla uyanır senin kaderin,
gecenin siyah sütünü sağarsın şafaktan önce.

Kasketin, sanki başının değil,
koca bir gökyüzünün kalkanıdır alnında.
Bir cigara sararsın tütün sarısı parmaklarınla,
dumanı, efkarından değil,
bulutlara yol göstermek içindir, bilirim.

​Sen yürüdün mü dayım,
toprak "Bana basan kim?" diye sormaz, tanır.
Lastik ayakkabılarının altındaki çamur,
şehirlerin cilalı asfaltlarından daha onurludur.

Çünkü o çamurda,
buğdayın duası, yağmurun nikahı saklıdır.
​Konuşmazsın pek, sükûtun heybetlidir,
kelime israf etmezsin, sözün harman yeridir.

Ama bir başak tanesine eğilişin var ya hani,
sanki bir imparatoru selamlar gibi değil,
Kendi evladının alnını öper gibi...

Öyle nazik, öyle mahrem, öyle kadim.
​Şehirler büyür, kuleler yükselir, ışıklar kör eder gözleri,
Ama senin o kerpiç duvarlı yalnızlığında,
dünyanın en sahici kalbi atar, duyuyorum.

Sen, sırtında zamanın heybesini taşıyan derviş,
sen, bereketi nasırlarıyla emziren baba.
​Bakışlarında bir kartalın uçurumu,
yüreğinde bir serçenin ürkekliği...

Kimse bilmese de dayım, ben bilirim;
sen sadece tarlayı sürmezsin,
sen, insanlığın unuttuğu o merhameti ekersin kara toprağa.
​Eğme başını, kasketin düşmesin!
Sen Anadolu’sun dayım,
sen, bitmeyen o destanın son satırısın...

Hasan Belek
26 Kasım 2025-Akçay

Hasan Belek 2
Kayıt Tarihi : 26.11.2025 11:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!