Köşe Şiiri - Yorumlar

Sezai Karakoç
22 Ocak 1933 - 16 Kasım 2021
62

ŞİİR


1281

TAKİPÇİ

1.

Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın
Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen
Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin
Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir
Sen kaç köşeli yıldızsın

Tamamını Oku
  • Arap Naci Kasapoğlu
    Arap Naci Kasapoğlu 24.09.2011 - 18:25

    teveccühünüz Osman bey..Özellikle serbest nazirede çocukluğumdan beri çok başarılı eserler ortaya koymuşumdur arap naci farkımla..serbest nazire,nazirelerin en zorudur..Edebiyat dersinde ne çok on alırdım serbest nazirelerim sayesinde..elimden geldiği kadar Sezai beye layık olmaya çalıştım işte..

    Cevap Yaz
  • Fatima Humeyra Kavak
    Fatima Humeyra Kavak 24.09.2011 - 16:35

    Köşe
    1.

    Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın
    Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen
    Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin
    Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir
    Sen kaç köşeli yıldızsın

    Fabrika dumanlarında resmin
    Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun
    Hâtırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi
    Aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun

    Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma
    Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
    Bir tek köşen bile ayrılmamışken bana
    Var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim
    Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
    Sen kaç köşeli yıldızsın

    (1954, Nisan)


    2.

    Evlerinin içi ayna döşeli
    Ayna hâtıra gözler ve sevmek
    Benim aşkım bin bir köşeli ah bin bir köşeli
    Bir köşe gidince bin köşe yeniden gelecek
    Ayna hâtıra gözler ve sevmek

    Evlerinin içi kabartma bahar
    Köşelerinde keklik gibi bakıp duran saksılar
    Halıları öpe öpe nakış yapar nakış gibi ayaklar
    Siz söyleyin insan seve seve ölmez ne yapar
    Köşelerde keklik gibi bakıp duran saksılar

    Evlerinin içi yeni güllerden
    Görülmemiş güneşleri görülmemiş gözlerine getiren
    Sağ köşedeki entari sol köşedeki şapka
    Beni katil suların ortasına bıraka
    Katil sular güneşi gözlerinden götüren

    Evlerinin içi gurur döşeli
    Benim aşkım bin bir köşeli ah bin bir köşeli

    (1954, Mayıs)


    3.

    Sen geldin ve benim deli köşemde durdun
    Bulutlar geldi ve üstünde durdu
    Merhametin ta kendisiydi gözlerin
    Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
    Bulutlar geldi altında durduk

    Konuştun güneşi hatırlıyordum
    Gariptin yepyeni bir sesin vardı
    Bu ses öyle benim öyle yabancı
    Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı

    Dişlerin öpülen çocuk yüzleri
    Güneşe açılan küçük aynalar
    Sert içkiler keskin kokular dişlerin
    İçinden geçilen küçük aynalar

    Ve güldün rengârenk yağmurlar yağdı
    İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı
    Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
    Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı

    Sen geldin benim deli köşemde durdun
    Bulutlar geldi üstünde durdu
    Merhametin ta kendisiydi gözlerin

    (1954, Mayıs)


    4.

    Taşların ortasında Leylâ'nın gözleri
    Leylâ köşe köşe göz göz şiirin ortasında
    Ben Leylâ'yı bulduğumdan yahut kaybettiğimden beri
    Leylâ ya o adamın bardağında ya o dağın ortasında

    Ben Leylâ gibi güneş doğarken uyanamam
    Şehir gece gündüz benim içime uyur
    Leylâ'yı götürüp Londra’nın ortasında bıraksam
    Bir bülbül gibi yaşamasını değiştirmez çocuktur

    Leylâ diyorsam kesik yanaklarıyla Leylâ
    Üç köşeli dünyasıyla
    Okuyla yayıyla yaylasıyla acımasıyla
    Leylâ diyorsam şu bizim gerçek Leylâ

    Biz seni işte böyle seviyoruz Leylâ

    O gitti bize ağlamak kaldı kala kala

    (1954, Aralık)


    5.

    Beni yeraltı sularına karşı iyi savun
    Tırnağını taşa sürten yitik keçilere karşı
    Bu çeşmenin üç köşesinden hangisinden su içecek
    Senin bahtsız ve mesut Eyyub'un

    Atların en güzel biçimini sessizce kalbime indiriyor
    İçimde İstanbul çalkanırken bozbulanık çeşme
    Bir dans için can vermeğe hazır bekliyorum
    Sen orda gelirayak kuklalara insan gibi konuşmasını öğretme

    Su akıyor birikiyor kan lekeleri
    Kurtulsam diyorum bir eser buna engel
    Öyle büyüyor öyle çoğalıyorsun
    İstanbul kalmıyor

    Hangi köşesinde huzur o köşesinde sen
    Hangi köşesinde yeni çağlara uygun odalar
    Ben bölünmez bir şairsem
    Sen bölünmez bir anne
    Bir çeşme

    (1956, Haziran)


    Sezai Karakoç

    Yilardan 1954 Nisan, mayis, aralik, ve sene 1956 aylardan haziran, bölüm bölüm sevda, irmak irmak sevgi, ve burcu burcu kokan ask. Ne güzel bir ask öyküsü, vuslata uzanan kutlu yollarda, onurun güzelligi, yüreginize gam keder degmesin üstadim.
    Bu siiri ilk defa okuyorum, ilk defa okumam da cok iyi oldu :) uzun zamandir böylesine ince bir yürekle yazilmis eser okumamistim...

    Seven yüce yüreginize tebrikler efendim...
    Secici kurula hürmetler...

    Bu güzel eseri Güldeste siir grubumda, paylasmaktan onur, ve kivanc duyuyorum...Tesekkürler...

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 24.09.2011 - 15:43

    Üstad 21 yaşındayken yazmış.Aradan 50 yıldan fazla geçmiş.
    Bu şiirin buraya asılmasından memnun mudur bilemem.
    Doğrusu bende beğenmedim.Seçen beğenmişde mi asmış.
    Hiç sanmıyorum.Üstada hayırlı uzun ömürler dilerim.

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan 24.09.2011 - 14:11

    yazan yüreğe teşk. her köşede sevda var. yoksa köşede yok yıldızda yok gülde, mutlulukta. ne güzel işlenmiş her bir şiir. ustası ince nakkaş. kutlarım günün şiirini

    Cevap Yaz
  • Ulvi Ziya
    Ulvi Ziya 24.09.2011 - 13:37

    Kimi şâir ; Leyla der de , havanlarda uzun süre su döver...
    Üç köşe , beş köşe , on köşe diyerek sözde aşkını över...
    Bunların hepsi hayali , uydurulmuş , yedeklenmiş sözlerdir ;
    İnsan odur ki , tek sevdiğini , can u gönülden ,sonsuz sever...
    Diğerleri şehvet hissiyle karışık gelip geçici şeyler...

    Cevap Yaz
  • Elif Ww
    Elif Ww 24.09.2011 - 10:03

    İnsanın yüreğine hitap ediyor gerçekten çok güzel bir dörtlük........

    Cevap Yaz
  • Arap Naci Kasapoğlu
    Arap Naci Kasapoğlu 24.09.2011 - 07:01

    Sezai Beye Nazire

    o yapışmış tişörtünle
    şeffaf dikişsiz eteğinle terzilerce görülen..
    öyle kendinden geçmiş yürüme!
    babuçların üzerimde gezinir topuklu topuklu
    yaldızsız kendini sürüme..

    Ali amcanın meyhanesinde yorgun
    bütün bardakları doldurmuşsun
    bedava dağıtılmış rakılar gibi
    Pilaki tabaklarında boylu boyunca durmuşsun..

    benim yaşlı trabzanlardan kaydığıma bakma
    ben gelecek zamanın çocuk parkı sorumlusuyum
    bir tek atlı karınca bile ayrılmamışken sana
    bak ben ayırdım,bu lunaparkın sahibi benim,
    sen kaç köşeli çarpışan arabasın..

    yıl 2011


    cımbızım benim,aynam
    dolabımın içinde ne var bil bakalım
    biraz daha dur dolabımın içinde kalalım
    dolap gidince o gözler aynaya
    baygın baygın gelecek
    ucundayım dolabın zalim
    gitme

    kabartma tozu serpele bana
    bahar bahar kekin olayım,biraz da içime kuş üzümü koy
    nedir bu gürültü ayaklarında halhal mı var
    saksılar saksılar
    sulayın beni saksılar

    bak sana
    bul karayı al parayı yapıyorum yar
    sağ köşedeki maça kızı,sol köşedeki soyun yar
    işte şırıl şırıl bir hile yapıyorum sana..
    al suyu götür yar..

    benim aşkım vurur..
    üçk köşeli..

    yıllardan yine 2011


    sen geldin
    biraz bekle bulutlar da gelecek..
    üstünde durduğun göz merhametin taa kendisiydi..
    bulutların altında ıslanmış
    saçakların ne güzel

    tam çamaşır kurutuyordum
    gripin gibi bir sesin geldi gripmisin sevgilim
    ne kadar kar arındaydı herşey
    sen öksürdüğünde

    dişlerin pırıl sevgilim
    baba yadigarı ip ana gibi
    aynaya bak aşkım ben dişimi fırçalarken
    aynam aynam aynam aynam sıkma fırçamı

    gülüm benim canım benim
    dert ortağım benim biricik sevgilim söyle senden başka kimim var benim
    gözlerini gözlerimden ayırma hiç ayırma hiç ne olur
    aynalar aynaalar!

    salona parke döşettim
    evlerinin içi parke döşeli

    yıl 2011 ve hatta daha eski

    leylanın gözlerini boncuk yapmışlar
    leyla bodrum gümüşlük pazarının ortasında
    polis bey efendi
    leylayı uçurtma yapan benim
    leylanın içindeki bardağımı çalmışlar,hırsızlığın bu kadarı

    gece gündüz onun içinde uyurdum
    bu şiirin kellesinden pahalıdır leyla
    bir bülbül
    başka bir bülbülün konuşmasını geçer şiir yarışmasında

    leyla
    bazen kafası gözü jiletlenmiş bir leyladır
    bir ağaç bir bakmışsın kovuğundan gözü akıyor
    leyla

    o gitti şairin balı bitti kavuğu mu kaldı?
    ne biçim bir şiir bu hala?

    2011 çok aralık

    yeraltında kırmızı minare
    tırnagı düşmüş bir kedi gibi
    kafasını kaldırıp bu tastan ne mamalar yiyecek
    daha,o yaşlı pisicik

    şair,iskiden siparişiniz var mı
    çocuğu döner almaya gönderiyorum,çeşmeden su da koyacak tasa
    sipariş gelene kadar bir harmandalı oynasanız diyorum
    tahta oyarak vakit geçireceğinize

    açlık bu leyla işte!
    sarı kamışta miğferi düşüren açlık san sen daha
    gecelikle odalarda dolaşan bir şairin
    açlığı
    ne kadar kukla üretebilirse..

    Cevap Yaz
  • Sükûn Ve İnşirah
    Sükûn Ve İnşirah 24.09.2011 - 03:29

    ey kalbim
    ey suları gizli gizli yükselen deniz
    içimiz damar damar parçalansa da
    dışımız lal gibi sessiz..

    (ismet özel)

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 24.09.2011 - 00:43

    Judy Garland gibi çay

    Demişti bir şiirinde şair...İşbu şiir de demli ve gerçek bir çay kadar güzel

    Cevap Yaz
  • Arap Naci Kasapoğlu
    Arap Naci Kasapoğlu 24.09.2011 - 00:18

    hayatın Leyla'sı bitmez sevgili şair...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 44 tane yorum bulunmakta