Elimi koydum kalbime
Yerinde yoktu
Kalbimden aşağı attım kendimi
Bir yâr’dan düşer gibi
Düştüm dipsiz kuyulara
Üstüm başım sitem dolu söz
Kapına bir şiir bıraktım bu sabah.
Belki açıp okur,
Belki okurda sende ağlarsın diye.
Hani belki ilk baharda tomurcuklanan çiçekler gibi,
Hani yağmuru hissedip yeşeren toprak gibi
Belki senin de gönlün yeşerir de çiçekler açar diye
Cebimde hep bir hüznüm
Hazır durur benim
Ağzımda uzak diyarların
İncinmiş şiirleri
Saçlarından sızıyor bir bahar esintisi
Gözlerinde sonsuz uçurumlar yârin
Yüreğime dokunan müşfik bir el…
Kırdım kalbimin kuşkonmazlarını.
Ve ağaçlar bozar suskunluğunu
Rengârenk şiire boyanır yeryüzü
Eylül hüzünle başlar bestesine
Ekim serzenişle geçer
Misafir geldim bu dünyâya
Yokluk yurdundan.
Yükledim heybeme günahları, keşkeleri, hayalleri...
Yol uzun,
Heybem boş,
Kalbim hepsinden ağır...
Otur kalbime yârim
Merhamet bahçesidir girene.
Bahar kokar; her dem çiçek açar sana.
Yağmurları üşütmez, ay ışığı teninde inci gibi durur.
İpek saçlarında yıldız yıldız parlar
Neden boş artık posta kutuları?
Kimsenin yazacak sözü, sorulacak hatırı mı kalmadı?Yoksa şöyle hasretle dökeceğimiz
Bir içimiz mi yok?
Özledim...
İnan özledim.
O renkli zarfın mahcup ağzını büküp de
Sen kapattın gözlerini dipsiz uykulara
Ben gördüm senin kırık düşlerini Leyla
Kalbimde büyüttüm
Sana bahsettiğim o pencere önü çiçeklerini
Gökyüzüne vurgun kuşların
Kafeslerde bestelediği kırgın şiirler gibi
Bir boşluk ki kâinatta,
Sonu gelmez sonlarda,
Gümüşten toz kanatlarla,
Dönüyorum sana doğru...
Kâinat bir koca boşluk,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!