Türk şairi.Büyük Çerkez sürgününde Kuzey Kafkasya'nın Şapsığ yöresinden Anadolu'ya sürülen Neşaph adlı bir Adige ailesinin oğludur.09 Mayıs 1961 yılında İstanbul-Üsküdar’da doğdu.KTÜ ve ODTÜ’de Harita Mühendisliği ve Şehircilik lisans ve yüksek lisans öğrenimi gördü.
“Şehir Psikolojisi”konusunda doktora tezini tamamladı.“Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama” konusunda hazırlamakta olduğu doçentlik tezi üzerinde çalışıyor.
İlk şiiri; Varlık dergisinde 1987 yılında yayımlandı.
Varlık,AdamSanat,MilliyetSanat,HürriyetGösteri,Ede ...
Çocuğum dedim,sınadım kendimi,ipe çektim.
Koskoca bir denizde,bir şilep gibi yalnız geçtim
Bir akşam Sakarya’yı tüm,Necip Fazıl’ın dizeleriyle
Yedeğimde ölüm,iyi çeken,bel vermeyen,kararlı
Ve takla ihtimali olmayan bir uçurtma kadar asi.
Sahil kasabalarını seviyorum en çok da yüzünün,
Şafaktan önce bir görkemle parıldarken yıldızlar,
Bu çam ağacının yanarken kozalakları ıslak yeşil,
Her şey yalın mantıksal yaşamak gibi içimde bak
Gemiler uluyor,martılar haykırıyor,saatler taşıyor.
Sıkı dur neretva,geri geldim.
Taşıt girmeyen,daracık,arnavut kaldırımlı
Sokaklardan,her iki yanına sıralanmış
Hatıra eşya satan dükkanların arasından
Geçerek,sana geldim.
üzülme diyorum kuşlar bir gün dönecek
bir gün umutla rüzgarı alıp terkilerine
dönecek kuşlar,sen de bana döneceksin.
bakacaksın pencerende bir ay çöreği
geceden birikmiş avuçlarında kokusu
özlediğin çiçeklerin,sen de bana döneceksin.
sensin benim aradığım bütün bu sorularda,
bu umutla,aşkla sevdiklerimde;
mantar gibi güçlenirsin soğuk yerde,
sıcaktaysa sıcaksın,dokunurum da.
çözülmez bilmecesi bu zamanların işte,
gözlerim,görmekten öylesine kanıksar ki duvarları,
bir şey görmez olmuş artık kör.
binlerce duvar yükselir içimde sanki,
gökyüzü yok başımda,yalnız binlerce duvar.
sert atışı yorgun zayıf kalbimin
Birlikte sırtüstü uzandığımız güneş!
Ayrılığı içinde taşıyan bir kadeh mi yoksa?
Ne kalırsa bu karanfile bir güneşten,
Boş bir kadehten ne kalırsa kalsın işte,yetmiyor!
Gönlüm artık boş.Bir hamak gibi.Çırpınıyor
Yalnızlığında bu bahçenin.Çiçekleri sayısız
Bir dolu güvercin ağaçlarda biriken ölüm,
Bir güneş yoksuldu:Üşüdüğüm zamanlar
Sarılmak istediğinde bana. Hiçbir şeyi olmayan
Sevdiklerine vereceği bir kalbinden başka.
Akşam oluyor doğduğum küçük bir kasaba için,
Benim ülkemde şimdi,
Kaya gibi bir yürek taşıyorum ben
Vurunca göğsüme elim acıyor,
İçimde çok söz var,ancak konuşamıyorum.
nasıl kanatlanır onlar sevincimden,
yağmurlu kemençe şehirlerine doğru
karışıp bulutlara sert akşam göğünde
süzülen göç bitkini kuşlar gibi,bilsen.
ve buzları çözülen tepeden ovaya inerler,
Şiir bir..
Yazan bir..
Yorumlayan bin..
Ne mutlu şair'e,
layık görülmüş onca teveccühe..
Ancak,
Bir yorumcu,
bir şiir için;
monologvari.. birden çok yoruma
gerek duyuyorsa?
....bir sorun/u olmalı... diye
düşünmeden geçemiyor insan...
...