gece aynada gözlerin
ve ela inadına
ve bükük boynun
demgahında sahir filozofların
aşk darında gözlerin
yalnızlık kayıp bir cümle
neredesin
nasılsın
yoksun
denizler hatırlatıyor sensizliği
yalnızlık
ve sana senin ağladığın kelimelerden sesleniyorum
"günaydın"larımdın
ve bütün söküklerim sensiz kaldı
içerim-bak nasıl da yanıyor- sensizliğim
artık nerede bir başak görsem
seni arıyorum buğday sarısında
gör ellerimi gece karanlığında
soğuğun her değişinde titreyişini
derimin nasıra gark oluşunu gör
kulaklarımın buza kestiğini
gözyaşlarımın yanağımda donduğunu
ve saçlarımın nasıl beyaza çaldığını gör
zaman acımasız bir yelkenli
şimdi sen orada olsan
ben senin olmadığın her yerde
dokunamadığı gözlerinin
ve anlaşılmaz sakinliklerinle
değmeyen rüzgarlarının doldurduğu şehirde
uzun zaman oldu
yüreğini yüreğime katık etmeyeli
gözlerinin pınarından içemediğim çok sular oldu
ve uyumayalı çok zaman koynunda
zamanın ötesini bir ağız dolusu söverek yaşıyorum
her şeyden bağımsız ve sindirilmiş
bir damla olduk bulutlarda,
yağdık,
yele karıştık;
nefes olduk.
çiçeğe düştük,
bal olduk.
ve kim ömründen verir
ve nasıldır ağlamak
bir çift göz için
sapasağlam hala yalnızlık
ve kim ömründen verir
yalnız kalmasın diye yalnızlığına kıyılamayan kadın için
Yokum, zamansız...
Güneşsiz günler ve geceler aysız.
Bir düşünce ki apansız...
Nedir ki bu zemheriler
Siz bir de onun gözlerinden bakın bana
Nasıl umarsız...
güle gelince
ağlar zaman
biçer ömür ömür sapsarı hüzünleri
düşer gözlerin aklıma
kesik kesik sara nöbetlerim
sayendedir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!