sevda değildi bu
gördüğüm en uzak sanrıydı gözlerin
bir hayali kan lekesi
bir acı sancının izdüşümüydü
ekim sığınaklarının kaybolmaz haykırışıydı
gökyüzü şairlerin terkedilmesi imkansız kalesi
gece güneşinde sığırcıkların cıvıltıları
köşesinde çınarın sessiz ağaç ölüsü
heybeti yitik, yeşili donuk
hayatsızlığın ilk kertesi
susulmuş tüm sözler gibi
yalnızlığı ötelemiş buruklukları
gece miydi seslenen
dingin suları mıydı denizin martıları kovan
bu uğursuz uğultular neydi
nedendi gamsızları çalan baykuş nağmelerindeki suskunluğun sebebi
yazı beklerken tüm sevgililer
tura mı gelmişti yoksa
bilinmez bir sıradanlıkta savuruyorum külleri
uzun uzadıya boğuk hayallerin ışığı sessiz
servinazlar yıkılışta boşluktaki uğultuların sersemliklerinde
Süreyya yıldızının düşleminde uçuk duygularım
savurgan, sessiz ve sinik dağılıyorum ertelemelerimde
seni susuyorum yedi iklimimin yedi yıldızında
sus
gece korkuyor gözlerindeki karanlıktan
rüzgarına esiyor saçların efil efil
yağmura yağıyor, güneşi yakıyorsun
sen renklerdeki yaşamlara bakıyor tablolar
şiirler seni okuyor
bir başlangıçtı
unutulmaz bir efsane önsözüydü
denizlerin kızılı kadar sıcaktı
savrulan saçların
bir kırağıydı
yanmış buğday taneleri gibiydi
yine bir kalp ağrısı sensizlik
gözlerin şimdi mısır kadar uzakta
ve içimde tiz bir ağlayış
ne geceler kaldı acılar üzerine bitmemiş
ne susmaların, inceden
saçlarının ellerime değişinde içimde kopan boranları istiyorum
bir gün
belki bir gün gelirsin
yağmurların doğduğu bulutlardan
bir susarsın
bütün yıkılır gökyüzü
kaldırımları nadiren buz tutardı gözlerimin...
sokaklarında güneşi defederdi tenteler...
tabelaları hırpalanmış aklımın...
çok değişti darbelerinde içimdeki rejim...
içsel karmaşaların nöronları dengelediği,
kuyu diplerinde şehrin, milyon kere not düşülmüş,
günaydın sevgili
gökyüzü sen gibi
sapsarı bir alamet şimdi güneşin zamanı
saçların gibi
ışıklarını vurduğu toprakları yeryüzünü
özür diliyor gözlerinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!