Alacakaranlık çökmüş kente,
Sokak sokak aranıyor yitirilen hayatlar
Zifiri sessizlikte boğuluyor bir çocuğun gülüşü
Kıyamet sanki dünyanın gözü sökülmüş yerinden
İyiliği dolduruyoruz heybelere
Kötülük, tohum filizliyor
Yürüdü çocuk!
Binlerce utangaçlığın açtırdığı mavi gök üzerine Mahpus kurmuş acılar treni gibi
Dalından koparılmış bir ah gibi koştu
Adil olmayan bir hayat üzerinde,
Adalet kovalıyordu sisli gözleri,
Pusu kurmuş sancılara gebeydi hayat,
Kader dedi, kaderim dedi sonra ağlayan kadın!
Usulca siliverdi gözyaşlarını
Hayat dedi, seni çaresizce harcayan, hayat dedi adam
Oturdular, masumca baktı kadın,
Adam sustu,
Sanki konuşsa bir dağ yıkılacaktı
Ağlama anne!
Yüreğinde bir keder,
Kırışmış düşlerinde bir umut,
Tutsam diyorum ellerini,
Öpsem, koklasam, sen koksam
Bin anneyi sonsuzluğumda saklasam
Sana bu mektubumu,
Özleminin yükselen surlarından gece yarısı yazıyorum
Gecenin yıldızlarını saçlarına takarak yazıyorum
Bir kelebek konmuş başucuna, eşlik ediyor
Sen kara gözlüm!
Dokunsana seni özleyen yüreğimin haykırışına
Kederlerimi sonbahar yapraklarına yazsam,
Geçer mi hasretin güzelim,
Taş bassam kanayan bağrıma,
Alsam tüm yaralarını, kanasam hayat suyunda
Dolar mı gözlerim, ıslanır mı sevda yolunda
Hazan bir türküdür gözlerin,
Ey baba…
Bu satırları okursan bil ki
Her kelimesi bir yara,
Her noktası bir gözyaşıdır
Ben senin sesine hasret büyüdüm,
Hiç bırakmadı sevgin beni,
Ellerim ellerinde bir umut,
Seni düşündükçe papatya dikiyorum,
Elimin değdiği yere
Yüreğimde çıplak nefesin,
Nakış nakış işliyor her bir zerreme
Bugün dardayım
Acılarımın mıhlanıp sevgime oturduğu saatlerdir
Köşe başında mendili kan tutmuş celladın elinden
Bir kahpelik düştü yere, duyar mısın hengameleri
Koşuşturmalar, bağrışmalar, yedi mevsimin ayazı gibi
İçimde kan revan duygular,
Uzun bir yoldu hayat, ayrılık, ölümden beter
Bir adım daha atmak zor
Dön geri, sevgiyi sar sarmala
Matem dolu içimde kanayan bir yara
Beden tarumar olmuş,
Hayat ise bir saklambaç oyunu



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!