biri kısa
uzun diğeri
birinin gözlüğü var
kartal gözlüdür öbürü
biri zayıftır
etine dolgun öteki
dikenli teller
mayınlar döşemişsin yüreğine
yasak
izinsiz girmek
resim çekmek
yasak doyasıya sevmek
okşadığım saçlarından
yıldızlar kalıyor ellerimde
oysa
sen akıyorsun gözlerimden
dalgaların şarkısına deniz
kumsala ise ben
susuyorum...
çünkü söylersem, beni yanlış anlamanızdan korkuyorum!
susuyorum her insan gibi ben de...
Çağırıyorsun işte yine
kelepçeli bir mahkum gibi
düşüyorum sesinin tiz perdesinden geldiği yere
kelepçe yetmezmiş gibi
birde pranga takıyorsun ayak bileklerime
duymamazlıktan gelmek mümkün mü ne kelime...
ayak sesin gelir önce anlarım
aşinayım ne de olsa bu sese
ne sabah mahurluğum kalır
ne dert ne keder bende.
suliyetin belirir az sonra pencerede
sola doğru hafiften dönüp
Rabbim;
sen bizleri
doğruluk ve dürüstlükten
helal lokma ve alınterinden
sevgi ve saygı bağlarından
edep ve erkandan ayırma sakın...
durdu zaman an be an, durdu dünya, durdu mekan, durdum, durdun!
söz durdu, saz durdu, dil durdu, göz durdu!
kal demek geç mi ki?
uzanan elimi tutar mı yine elin,
sarılmadın son kez neden!
kal desem,
dokuzuncu durakta
baharı kucakla sevgilim
bir şarkı dinleyeceksin
neresinden bakarsan bak
eğri mi eğri bu şehir
sincan istasyonunda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!