Yine Umutlarım kızıla boyandı
Fırçayı dans ettirene sormalı
Ne denli vakit vardır ki
Onu öğrenmeye yada kanıtlamaya.
Tabi ne kadar ibraza ihtiyaç duyarsa,
Şekere doymayan ruhumuz…
Bilenmemiş kalemle konuşuyorum hep
Akan kanımla acıları yazıyorum hep
Yaşanmış..yaşanmamış..anlatılmış..bitmiş
Başlangıçlar dururken ben hep
son perdedeki not oluyorum
Ya da dile vurmaktan korkulmuş, utanılmış söz
Sessizliği duymakla mükellef olup konuşanlar
Uzaklardan uğultu canlanınca içime yapışanlar var
Belki de ıslak rüzgar eşliğinde bana konuşanlar
Karanlıkla üzerini örtünemeyen çıplak duygular
Yaz mevsiminde bile üşümeye yalnız bir yürek var
Kuzeyle güney diziye talip oldu
Güneş ile ay başbaşa ayrı durdu
Elden ne gelir ki ikisi de mutlu..
Yörüngelerin dengesi hep bozuldu
Batıdan gözünü kırpan güneş oldu
Doğuştan yazılanla herkes kavruldu..
Bir iki üç derken,
365 çarpı 10 - 3650 ederken
Bunca gün sensiz geçmişken
Bir günü var asla unutulmaz
Sevgi gözlerini doldururken
Aşk şarkıları
Hikayelerimizi sıraladıkça
Bölümlerden ibarettir belki
Ama her biri ayrı bir duygu
Ayrı bir ders, ayrı bir iz bırakır içimizde
Benliğimizi oluşturan, bölümlerdeki
Yaşadıklarımızdır, zaman içerisinde
Kanadımı kopartan acıyı, yağmurla sardım
Yağmur kokan saçlarımı, ateşle yıkadım
Küllerden oluşan ‘o’ maziden, tek arındım
Düş güzelliğini kalıcı sandım; yanıldım
Buselerle haber saldı; yine de inanmadım
Dün gece gördüm yine seni
Gölgelerle dövüşüyordu beynim..
Yarı uyanık yarı uykulu
Karanlıkta mumu üfleyen ben miyim..
Misvaklar havayı sarmalar iken
Öperim boş kalan sözleri..
Öldüğümde benimle kimsenin yer değişmeyeceğini düşündükçe aklıma hep şu soru gelir…
“Senin yerine ölmeyecek insanlar için neden yaşayasın ki…” ?!
Dağlara haykıramam bölünür
Denize anlatamam köpürür
Taşlara da kazıyamam kördür
Çiçeğe fısıldamak öldürür..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!