Kara
Gözleri kara, gecenin elinde sigara külleri,
Saçları kara, rüzgârda savrulan eski telleri.
Kirpikleri göğe doğru kalkık bir suskunluk,
Göğsü küçük, kalça biraz kalın… teni esmer, buruk.
Beni darmadağın etti o, masmavi bir şehir gibi,
Çatılarda yankılanan yalanlar kadar derin, içi gizli.
Onu düşününce nefretim bıçak gibi keskin, kör,
Yanıma gelse, baktıkça eririm; gönlüm iner, düşer, ör.
Nefretim lambanın ışığında kurumaya çalışır,
Ama bir bakışıyla bütün kışlar bahara dönüşür, ağlar.
“Git!” derim kendi kendime, kapımı çalar umutsuzluk,
Gelir de bakarsa gözlerime, ben yağmur olurum, kusur.
O bir şehir türküsü, ben ise yolcusuyum sonunda,
Kopmuş bir çiçek gibi savrulurum avuçlarında.
Sevgiyle nefret arasında savrulan bir balta misali,
Oysa bir tek gülüşüyle düşerim, kırarım bütün hali.
Yokluğunda kendimle savaşıyorum, tokat gibi sert,
Varlığında ise çocuk olurum tekrar, unutkan ve fert.
Kara gözlü, kara saçlı — seninle her şey hem suç hem dua,
Bir bihaber sabah, yine sen, yine ben, yine aynı rüya.
Halim Yusuf Pilavcı
07.11.2025
Kayıt Tarihi : 19.11.2025 13:58:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!