KAR ŞİİRLERİ

KAR ŞİİRLERİ

Nilgün Budak

Yine umutları diriltme mücadelesiyle geçecek bir zaman dilimi başlıyordu. Yine 'belki bugün' diye hayallere sarılma, gitmek isteyen umutları kalmaları için zorlama vaktiydi. Bazen kalple, bazen ruhla veya akılla yapılan savaşlardan bir kaçını daha yapma ihtimaline bir yolculuktu bu başlayan.


Şöyle bir baktım pencereden sonra. O da neydi? Kar yağıyordu. Hem de bir yere geç kalmışçasına hızla... Esen rüzgâr kar kristallerini cama doğru uçuruyordu. Kar tanelerinin hiç biri bir diğerine benzemezmiş diye duymuştum bir yerlerden. Gökyüzünden gelişigüzel yeryüzüne inerken, yolda birbirine çarpıp birleşme veya bir şekilde dağılma olasılığı olan bu taneciklerin farklı desenler meydana getirmesi doğal görünüyordu bana. Asil hayrete düştüğüm nokta, buna rağmen hepsinin altı köseli ve danteli anımsatan biçimlerinin olmasıydı. İşte isin mucizevî yani da buydu. 'Bir mikroskop olsaydı keşke' dedim. 'Aman Tanrım bu da farklı' diye heyecanla inceleyebilseydim keşke onları o an.


En sevdiğim mor çiçekli porselen fincanımı alıp biraz sıcak su ve bir miktar hazır kahveyi içine boşalttıktan sonra o mis kokuya kendimi bırakıp kar keyfimi biraz daha canlandırdım. Rahat bir koltuk, sıcak bir kahve ve yemek müziği diye nitelendirilen tür bir müzikle birlikte o beyazlık nasılda masala dönüşüyor alıveriyordu insani kendi dünyasına...
..

Devamını Oku
Vildan Karabulut

Bu akşam kar yağıyor bir tanem,
İnce, ince, elif, elif, hava berrak.
Yaşamak güzel şey nur tanem,
Üzüntüyü, kederi geçmişte bırak…

Önce ince bir örtü, sonra bir yorgan gibi,
Sarıyor her tarafı kar, kar, kar
..

Devamını Oku
Veysel Şimşek

Sabah oldu kalktım baktım dışarı,
Nornal bir tempoda değil aşırı,
Hoş geldin diyelim gitmesin geri,
Hele şükür İstanbul'a kar yağdı.

Kaplamış heryeri beyaz gelinlik,
Fazla sürmez süreceği üç günlük,
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Amaç çok kâr değilse o, mal kalitelidir,
Rab’den hak, hukuk ya da rıza gözetilmiştir…

Kâr çoğaldıkça nefis Rab’den uzaklaştırır,
Hile devreye girer bol hırsızlık yapılır…

Hak’tan yana olmalı fazla kâr hoş değildir,
..

Devamını Oku
Canan Ereren

Gel seninle mevsimleri paylaşalım,sen ilkbahar yaz sonbahar, ben kış...üç mevsimi bana yükledin haksızlık ve adaletli paylaşım değil dediğini duyuyor gibiyim sanki fakat senin sevdiğin mevsimler hatta cömert davrandığımı düşünmelisin...ben yağmur olayım toprak susuzluğunu gidersin,beyazlara büründüreyim evreni, kar yağışı sakinliği ve sessizliğiyle sokaklar tatile girsin,bilirsin hepimizin sessizliğe büründüğü zamanlardır sessiz yağar bazen inci gibi dökülür bazen de lapa lapa,bu sene yağmadı,bekledim kar kaplı yerlere gitmedim yağacak biliyorum gidersem! ya gelirse...beyaz beremi,beyaz kaşkolümü ve beyaz yün eldivenlerimi saklıyorum seviyorum kışı üşütmüyor beni.

Şimdi yavaşça köşeme çekiliyorum ve bekliyorum kar çağrıma cevap verir mi acaba? gelişi beyaz rengin asaletiyle kucaklar gidişi de sessiz ve zarifdir,zamanını bilir ve yerini ilkbahar'a bırakır,bırakacaktır da.

Biraz evvel çekildiğim köşemden sesleniyorum ilkbaharı karşılamak sana kalıyor,sabırsızlıkla bekliyorum der gibisin sanki.
Ağaçlar canlansın çiçekler açsın,kuşlar cıvıldasın ben de severim belki ilkbahar'ı kimbilir? canım mı diyeyim benim mi...en iyisi canım benim diyeyim,şimdi söz sende.
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Bunlar ince hesaplar yoksa kâr sağlamıyor,
Sattığın televizyon karnını doyurmuyor…

Yapılacak hile var kumandadan kâr sağla,
Düşür kalitesini kırılınca kâr topla…

Orijinali olsa kumanda satılamaz,
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Bu çıkara endeksli yüksekse almıyorlar,
Biz kâr edemiyoruz, kâr ettirtmiyorlar…

Düşükse alırlar bu sefer de satmazlar,
Yine onlar kâr eder bize kâr sağlamazlar…

Reklamı yapılırsa inanma hepsi yalan,
..

Devamını Oku
Seyit Burhanettin Akbaş

Kar tanesi olsaydım döne döne gelirdim
Saçının tellerinde usul usul erirdim

Kar tanesi olsaydım kirpiğine konardım
Uçlarından tutunur oracıkta donardım

Kar tanesi olsaydım dudağında gülerdim
..

Devamını Oku
Sedat Hünker

Buzul gün geçtikçe yitip gidiyor
Kar dolu bombası yapmamız gerek
Buzulu yerine koymamız gerek
Kar dolu bombası yapmamız gerek

Bomba ile dolu kar yağdırmalı
Eriyen buzulu tekrar yapmalı
..

Devamını Oku
İbrahim Kılınç

O gecenin sabahı,güneş doğmadı,
Kar yağdı Başkente, nisan ayında.
Dünyanında tadı,tuzu kalmadı,
Kar yağdı Başkente, nisan ayında.

Uzak yolu yakın,etti milyonlar,
Tüm dünyadan,sökün etti milyonlar,
..

Devamını Oku
Zeynep Eliçora

Ne güzel yağıyor kar taneleri
Onları indiren melekler pek neşeli
Gururla yapıyorlar
Hayatlarındaki tek görevi.

Benim üstüme de yağın kar taneleri
Melekler dokunsun üzerime ellerini
..

Devamını Oku
Şahabettin Yalaş

Kar yağar yollar kapanır
Gökyüzü yere kapanır
İnsanlar eve kapanır
Kar kar üstüne kapanır

Kar yağar yollar kapanır
Otlar çicekler karla kapanır
..

Devamını Oku
Halil Manuş

KAR YAĞSIN YÜREĞİME

Kar yağsın yüreğime
Kar yağsın
Kar
Sana olan sevdamı
Anlatayım mı?
..

Devamını Oku
Nevin Akbulut

Şimdi pencerenin kenarına bir sandalye çekip, oturma vaktidir. Eline bir fincan en sıcağından çay ama demleme hem de semaverde.. Bir eline de çikolata.. Gözün hep dışarıda olmalı tam da şuan da, hafif güneş vuruyor pencereme.. Bembeyaz karların üzerinden.. Ama erimesin ne olur, biraz daha gitmesin kar.. Bak tam da hayallere dalıyordum, çocukluğuma iniyordum tam da…

Hani anneciğim beni uyutmaya çalışıyordun da uyumamıştım… Kardan dolayı, karı bırakıp da uyulur mu be anne.. Zaten küçükken uyumayı hiç sevmezdim, şimdi de pek sevdiğim soylenemez ama..
Uykum hiç gelmezdi küçükken, zorla uyuturdu annem beni.. Bir defa yine böyle bir gün, uyumayacağım diye tutturdum. Dışarı çıkacağım karlara dokunacağım diye bağırıyorum.. Annem de ben üşümeyeyim diye eline aldı leğeni, dışarı çıktı bir sürü kar doldurdu, getirdi içeriye. Dünyalar benim olmuştu. Çocukken bir leğen kar ile sevinebiliyorduk. Şimdi kamyonlarca kar gelse ne kadar seviniriz. Yine de seviniyorum bu sabah.. Çocukluğumdan kalma bir sevinçle. Kırmızı fırfırlı elbisemi hatırladım.. Ne güzeldi, Turistler fotoğrafımı çekmeye çalışıyorlardı da babam izin vermiyordu.

Bir tane teneke sobamız vardı o dönem.. Yandım mı gürül gürül yanar, öyle ısınırdım ki, hala hissederim o sıcaklığı, yanaklarım yanar kıpkırmızı olurdu, tabi o zamanlarda böyle kansızlık gibi problemlerim de yoktu, çok sağlıklı bir çocuktum.. Neyse ben bir leğen karı görünce nasıl sevindim.. Annemle beraber kardan baba, kardan anne, kardan çocuklar yaptık … Sonra annem dedi ki; “Hadi şimdi uyu, uyanınca oynarsın bunlarla”
Ben de “Tamam” dedim…
..

Devamını Oku
Mehmet Hanifi Aliosmanoğlu

Bir kuşun telekleri gibi kar taneleri,
Tanrının melekleri gibi kar taneleri.
Ağır ağır iner de,düşmez sanki durur o,
Küçük titreyişlerle,üşütür dondurur o.
Çocuklukta duyduğum,bir destanı anlatır,
Götürür ta mazime bana beni anlatır.
Mest ederek ruhumu bir ninni nağmesiyle,
..

Devamını Oku
Hüseyin Balım

Kar da beyaz, sen de beyaz,
sen geldin ettik niyaz.
bazen bora, bazen ayaz,
kar tanesi, kar tanesi,
gönlümün bir tanesi.

sen geldin bahçe bostan güldü.
..

Devamını Oku
Sabri Özcan

Kar yağıyor
Dönüyor havada kar taneleri
Kar yağıyor
Şalın dökülüyor omuzundan
Kar yağıyor
Rüzgarda saçların savruluyor
Kar yağıyor
..

Devamını Oku
Bayram Tunca

Kar üstüne kar yağdı
Yar üstüne yar sevdi
Görenler delisin dedi
O kul da boyun eğdi

Kar üstüne kar yağar
Yar üstüne yar sever
..

Devamını Oku
Muharrem Akman

Muharrem amcamla çok konuşuruz bu yivle meselesini çok geçmişe dayanan bir konu uzun bir kış ayıydı, tabi o zamanlra çok gençtik askerlikten yıllar öncesi,bir gün avcı başımız henüz yaşayan efsanemiz eçoğ (Hasan amcam) Allah uzun ömürler versin haber saldı toplanın diye, köydeyiz tabi ya ocak ya şubat ayı olması lazım aylardan ve bir gün o an geldi bir sabah bize haber saldı toplanın diye, kar bir metre evin kapısından çıkmak ne mümkün o anı hiç unutamam, rahmetli dedemin baltasının sapı bir metredir o an elime geçti ölçtüm balta sapıyla beraber kara gömülmüştü mubarek kar…Eçoğu bekletmek ne mümkün varmalıydım kapısına bir an önce, av tabi bir hayli adam lazım birlik için, mıstık gele mehmedin burhan Zeki rahmetli amcamın İsmail Duran ve ben, görüyordum pencereden herkesi o toplanma yerine eçoğun dergahına gidiyorlardı, nasıl olurduda bir metreyi aşan karda batmadan ilerliyorlardı, daha ben kapıdan adımımı attığımda kara batmıştım gömülmüştüm Duranı tam karşıda gördüm bizim bu yana ilerliyordu ayagında yivle varmış sanki dans ediyordu mubarek..O an bir şeyler yapmalıydım bir çare avcıbaşının huzuruna en son ben varmamalıydım o an rahmetli dedem imdadıma yetişti Durmuş dedi Hüsnü amcanın yivleleri var sayatta duvara asılı daban odasında dedi, buldum bi çare ama giyemedim dedem yardım etti çıktım yola, sırtımdaki çantada biraz yiyecek biraz fişek omzumda dede yadıgarı çift kırma, bende artık kara batmadan yürüyebiliyordum cinbacağı geçtim şükür vardık eçoğun huzuruna sonuncu olmamıştım ama bir eksik vardı emmioğlu yoktu meydanda, bizleri eçoğun talimatlarını dinlerken nasıl ava yaklaşıp pusu kuracağimizi anlatırken bizlere, henüz guruba katılmayan emmi oğlu ismail deydi gözlerimiz yoktu meydanda uyuyor zannetmiştik tek eksik oydu hasan ağam seslenin şuna geç oluyor gelsin dedi bize bir baktık rahmetli amcamın tüfeğini almış, omzunda çanta ama ayağında yivle yok, unutamam uzun sarı çizmeleri ile kara bata çıka geldi yanımıza çizmeler dize kadar bana Cumhuriyetimizin kurucusu Atamızın çizmelerini hatırlattı emmioğlu en arkadan gelmeliydi çunki bizlerde yivle vardı karı biraz pusturup o arkadan gelebiliyordu, son kontrolleri yapıp eksikleri tamamlayıp başladık yürümeye büyük ava, ama sanki bende birşeyler eksikti tam Mehmet amcanın açmasına tırmanırken aklıma geldi evet diş fırçamı yanıma almayı unutmuştum bu benim için çok büyük bir eksiklikti dönmem lazımdı geri almaya fırçamı ama bunu gruba nasıl anlatabilirdim mesafe açılmadan köyden bir şeyler yapmam lazımdı, çunki o an diş fırçamı almaya gidecem bekleyin desem asla olmazdı beni beklemezler dımdızlak ortada bırakırlardı ve o zaman şimdi aklımda olmayanı yaptım beni beklemeye razı ettim, ama hiç biri bilmiyordu gerçeği diş fırçayı almaya gittiğimi, beklemişler beni devam ettik yola saatler sonra vardıkm geyik dağına pusu kurmaya başladık iki kişi dağın öbür yüzü iki jkişi dağın eteği iki kişi koğucıu olduk tetikçiler aşagıda bekliyoruz ve o an nasıl titrediğimi anlatamam tam ben geyikle karşı karşıya kalmıştım elim tetiği çekemedi üzerime geliyordu geyik o an bir patlama oldu yukarıdan bana gelen geyik kaçtı silah sesinden baya silah sesi oldu dağın öteki yüzünden herkes benim kaçırdığım geyiğe ateş ediyor hiç birimiz geyiği vuramadık akşama konaklayacağımız yere vardık hasan ağam evde duramamış konaklayacağımız yeri bildiği için yolu kısaltarak kestirmeden gelmiş hemen hemen aynı zamanda sayvana varmışız hasan ağamın talimatıyla çalı çırpı toplamaya başladık üşümüştük onca terledikten sonra ateş yakmamız lazımdı, susamıştık ama görünürde su yoktu olsa bile küçük göletler donmuştu soğuktan, küçük bir tasımız vardı tek çare tasa kar koyup ateşte ısıtarak eritip içmekti öylede yaptık, önce ağamıza içirdik eriyen sudan, sonra tekrar eritmeye başladık herkes eriyen karı bekliyordu sırayla içecektik, kar erimesini beklerken arkadaşlar yine sağa sola çalı çırpı odun ararlarken kimsede yoktu, o an ateşin yanında ben hemen tastaki eriyen suyu aldım diş macunu ve fırçamı çantmandan çıkardım ve başladım dişlerimi fırçalamaya, o anda fark edememişim eçoğla Burhan abiyi tası arıyorlarmış beni farkettiler hemen biraz ötede gördüler benim ağzımın içi macun fırça ile suyu harcadım zor bela erittiğimiz suyla dişlerimi fırçalıyordum işte o an eçoğ yüzüme Baktı Allah Allah ya ben ölmeden daha neler göreceğim dedi utanmıştım yüzüm kızarmıştı eçoğ beni azarlarken diğerleride gelmişti al sana onlardanda o kadar azar bir yandan eriyen kardan bir yudum su içeyim diye beklesinler biryandada eriyen karla dişlerimi fırçalayan ben o an yer yarılasydıda içine girseydim arkadaşların abilein bakışlarını yıllar geçsede unutamam

Not:yeğenim Durmuş Akmanın kendi yaşadıkları ve kendisinin anlatımıyla paylaşayım dedim sayglarımla
..

Devamını Oku
Mehmet Cıngır

Lapa lapa yağar yağar kar,
Uçar uçar kelebek gibi uçar,
Bir oyana bir bu yana savurur rüzgâr.
Rüzgârın önünde beyaz bir bulut gibi
Kar…
Ağaçlar pamuktan birer kule,
Dağlar pamuktan birer kale,
..

Devamını Oku