bir eski zindan gibi içim
dar kapılarını kırıp
gizli fikirler deşifre ediyorum
karanlık bir hayalın sokaklarına damla damla düşen
ruhuma sinmiş isyan krizlerinden
sükut üflüyorum gökyüzüne
adım adım yürüyorum karanlık köşelerden
koridorlar sayıyor sonrası attığım adımları
kaç kez azat ettiğim
hüzün renginde çoban yıldızına
of ki ne of
vah ki ne vah
sığ suların gelgitlerinde maviyle dolup taşıyor içim
zamanın pervazlarında dem alıyor yalnızlığım
zerreden…bütüne
yüreğe dokunan her parça
kendi içinde doğal bir isyan kasırgası
sessizliğin üzerindeki tozu silkeliyor
yağmur damlalarınca dökülüyor derin uykulara
bir işaretle yarılmış gök
kanıyor ayaklarım…
kim bilir kaç kez önünden geçiyorum leyla kapısının
uzun bir kuyu ki kıvrım kıvrım uzanıyor meçhule doğru
aranıyor son yolun son yolcusu
biri beni alnımdan öpüp sonsuz yolculuğa çağırıyor
arzulardan soyunuyor vuslat
sevdalar ölü kadınlar gibi
gecenin kör bir vakti henüz uyumadığım bir saat
isyanların en beterindeyim
tıpkı ülkem gibi korkularla kuşatılmış
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 17.8.2017 15:54:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!