Göl, uyanınca ıslanır
harfler. Kuğu, mevsime teğet
geçer...
Teselli bulmaz balkonlarda,
şaire asırlar süren bir lanet
gibi devredilen emanet: Yarasa
Kelimeler!
Ney sesleri... Mekansız sesler!
Söyleyin, neden hep gökyüzünü
işaret eder, içimdeki bu şehri
yırtan minareler?
Hiçlik - yanık yaseminler! - öylece durur
aramızda... Der: Anla! .. Sendeki Aşk'a
bir ima olarak gönderildim ben!
Ey nasipsiz mevsim, ey tenha keder!
Alnım ki süreğen bir fesleğen
serinliği, nicedir, gülün asri
hallerinden yorgun,
derbeder.
O kuğu, akşamla
dağılan ney, üflenince... gövdem
usulca hilkate değer.
Kayıt Tarihi : 3.9.2002 03:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

koynunda yarasalar gibi uçuşan kelimelerle o anı , o at-
mosferi anlatmaya çalışır..Bunu anlatmak zorunda değildir
ama,taşıdığı sanatçı ruhu ,a sırlardan beri onun sırtına
yüklenmiş ve yerine getriemeye zorunlu kılmış lânetli
bir görev gibi onu buna zorlar....İçinden bir ses;" hadi yaz!
Yaz! ...Yaz! .."der..ve kelimeler karanlık içinde uçuşan ya-
rasalar gibi şairin beyninde uçuşmaya başlar ..Hele buna
bir de NEY SESİ eklenrse , söylemeden , yazmadan
nasıl dursun k şair?
Tebirkler Vural Bahadır Bayrıl!....07.a2.2020
TÜM YORUMLAR (1)