Gözlerinde düşün beni
Her kestiğin göz yaşında
İlk tuttuğun sevda fallarında
Papatyada düşün beni!
Arzuların coştuğunda
Tenindeki yangınlarda
Saklasam samanı saklar gibi yaşımı
Ihtıyarlığımda işime bilmem yararmı
Anlatırmı geçmişten tenim arzularını
Gelip,geçen yolcuların geride unuttuklarını
Sahi işe yararmı,saklasam yaşımı
Saçlarıma düşen yıldızlar,kararırmı
Henüz siyah beyaz kart postallara düşmemiş yeni terleme hüzün
Ve yeşiline soyunmamışken bahar
Senli yürek yangını adımlarını çoğaltırken özlemin
Mevsim zemheriyi aynalardan düşürdü ellerime
Suskunum belli belirsiz
Şiddetle beslenen sözlerin ki
Gün geçtikce
Sensizliği bir başka hissediyorum
Soğuk bir kış geçiyor tenimden
Kurak bir çöl açıyor
Karanlık tünelın sesi
Suskun sabahın güneşi
Gece,mevsimdi yaz
İçimse sensiz kış ve ayaz
Seviyordum....!
Deli gibi seviyor...
Kedi gibi pısıyordum
Süt dökmüş bir lajivert yüzüm
Sen giderken
Ardın sıra bir çift göz bıraktım
Birini sağ birini sol omzuna taktım
Kalbimi yaktım bir şamdanda
Yollarına taktım
Geri dönüp,dönüp baktığında
Daha önce hiç tanımadığım
Duymadığım duygularda
Hapseden biri var,aklımda
Ona hep sarılmak istediğim
Ömrümü vermek istediğim
Artık sensiz olmaz dediğim
Nefes alıp,kırlarda koştuğumuz gün
Zannettim ömrümüz geçer böyle memnun
Bir yaz yağmuru gibi geçtide ömrüm
Hasretin geçmedi,geçmedi be gülüm
Yüreğim hasretini,yer öyün,öyün
Gönderdiğin bulutlar
Hani pembe idi
Hasretin rengi
Gerçekten değiştimi
Çiğ oldu
Yağmur oldu
Hangi sahilde unuturum ki seni
Hey düşlerimin ince narini
O derin mavi sevdan zembilini
Oysa bak düşmüş güz rengi
Yakmışta giderken güneş tenimi
Sevdan içimde en narin peri
bu kadar güzel şiirlerin okunmaması bir kayıp