Akşam yine sensiz iniyor
İncecik bağrım üzerine
Zamanın bir yüzü kara
Diğer yüzü çıkıyor sabahlara
Sen çıkmıyorsun aklımdan
İçimden alev çıkıyor da
Bana bir resim çizebilirmisin sen
İçinde ikimizin el,ele gezdiği denizden
Cam göbeği,yeşilden gözler
Sararıp,solmuşluğum yerine al,al bir ten
Ağarmış saçlarımız yerine siyah
Dökülmüş dişler, yerine beyaz
Bir yanlışlık var
Bir yanlışlık bu işte
Ya ben zamansız zemherideyim
Ya da zemheri bende,
Çiçeklerim
Zamansız uyanışlarım yıkar beni
Sen giderken geçen baharla
Ardında bir yaralı adam bıraktın
İstanbul semt ve sokaklarında
Gezinip,duruyor şimdi
Deli,divane serseri
Seni arıyor,seni soruyor
Sen giderken, bu şehirden
Hiçte tanımadığım bir sancı
Bir garip,sızı bana kaldı
Bulutlanmış gözlerim
İçin,için içlenmelerim
İçime kan
Sen beni hiç sevmedin ki..!
Hiç özleyip,bulutlardan inmedin
İçimi çektirip,sen çekmedin ki
Sadece seni sevdin
Bir de geçmişini
Daha ne bekleyebilirim
Seninle,uzanmalıyım dallara
O güzel,meyveleri koparmaya
Sepet,sepet,küfe,küfe meyveler
Meyveler sunmalıyım sana
Kök salmalıyım,seninle toprağa
Yağmur yüklü bulutlar çağırmalıyım
Sevdim seni bitanem
Sevdim...
Akşamdan sabaha
Sabahtan akşama ömrüm dedim
Sonsuz diye yüreğime
Sonsuz alın yazım bildim
Olurda bir gün gözlerim solarsa
Sen yollarını gözlemekten olsun
Tenim titreyip,sararacaksa
Özlemin hasretinden vurulsun
Özledim seni özledim
Hey sevdiğim özledim
Yokluğunda sahrada çölüm
Ben çölüm...
Çöl...
Sen ah sevdam
bu kadar güzel şiirlerin okunmaması bir kayıp