Bir bayram daha gelmiş derler
Ve rengarenk süslenip -püslenirler.
Bollaşır hane Köy de öpücükler
Ben derim ki,
Kalender
Tülay'sız Bayram'ı neyler
kan damlar kaleminin ucundan
acın varsa...
yaz yaza bildiğin kadar
acın roman.
dök döke bildiğin kadar!
göz yaşın ırmak.
Bu şehirde dualarım
Metallere takılıyor
Yüksek betonlar arasında
Toz duman gürültüler
Bir sis gibi
Dualarım üstüne örtünürken
Doldur memleketim
Soyanları doldur
Ve onlara
Yedirmek için azıkların
Boldur memleketim
Boldur
Nefret sağanaklarından
Bir nebze sığındığım
Kuğulu park
Kucak açmışken bahtıma
Çok incitilmişliğin
Nefreti siner yüreğime.
At kendini
Bir deli aşkın
sinir telleriyle örülmüş
Kafes evinden;
Zurna çığlıkların davul bağırtısından.
Aklını al da kaç
Ne gibi…
Uçtu uçtu adam uçtu
İstanbul Galata’dan
Hezârfen Ahmet Çelebi uçtu
Ve
Üsküdar’a kondu
İstanbul kaldırımda
Kaldırımda bir İstanbul
Sarmaş dolaş
Ayaklar altında
İstanbul dolaş
Çocuklarını unutmuş sokaklar
koca çizmelerin taşlarıyla dikilmiş
kaldırımlar
minik misafirlerden yoksun
parklar/ cıvıltısız
ışıksız.
Erken gidişi vardı bir çehrenin
pamuk yüzlü kadın güzelinin,
Hayret yanaklarından tombul çocukluğun
daha izi kurumadan,
Hasretine dayanamadan,
Acısı kollarımızda öksüz bir yalnızlık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!