Fâsık meclisine koşar ayağın
Mescidlere dura dura gidersin
Kaçarsın tekyadan, zikr-i Hüda’dan
Düğün evlerine, bara gidersin
Zannetme ki sana kalır bu çağın
Fecir tulû‘ etse zay olur zillet
Ehl-i gaflet bekler gam zindanını
Seher vakti yağar katre-i rahmet
İkaz ol bulasın gönül şanını
Yatma bu gaflette ey gâfil insan
Ey nefsim, ey nefsim, sanatın değiş
Kendin hor gösterme Yezdan ehline
Köşede, bucakta yaptığın her iş
İzhar olur, bak bak irfan ehline
Gel düşün sağlığı, yad et ölümü
Ey yavrum Dîvânî, tavsiyem size,
Mahlûk-ı Hüdâdan minnet gözleme.
Yazmışsın, gelirim ziyâretine
Bende ki hakirdir, himmet gözleme
Bağla ümîd Hakka gece gündüzde
Ezel bahar oldu, açtı çiçekler
Şimdi şan verecek gülü bağların
Düzenlenir bağçelerde gökçekler
Açar mor sünbülü, gülü bağların
Bahçelerin tûtîleri ötende
Gelen gidermiş, geldim de gittim
Yedim içtim ab u daneleriniz
Gittim sizi Hakk’a emanet ettim
Şen olsun dâim hâneleriniz
Gönül iklimini bostan eyledim
Gel gönül mütevekkil ol
Dur Hazret-i Yezdan’a bak
Var mürşit babında kul ol
O merd oğlu merdana bak
Hırs ile dalma hayale
Gene bahar oldu bülbül ötecek
Ya neydim sinemi yar yaralamış
Mor menemşe lale, sünbül, bitecek
Hayıf bu dağları kar yaralamış
Dağlarda tütüya, bağlarda reyhan,
Gitti şıta, geldi bahar
Şeyda bülbül öter gelir
Gurbet eldeki turnalar
Gökte katar katar gelir
Sabreyle sen bu zilletten
Gönlüme nasihat ettim tutmadı
Bir değil bin birden utanmaz nidem
Yol gösterdim menziline gitmedi
Gaflet uykusundan uyanmaz nidem
Ha dolaşır dağı taşı, düzleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!