Yüreğime astığım o ilk resmini
Kaldırdım sevgili haberin olsun
İlk göz ağrım diye taşırdım seni
Bıraktım sevgili haberin olsun
Güne hasret geceme düşer hüzün
Hadi uyan gülüm ateş yakma gönülde
Kara kışa tutulmuş dağ başları gibiyim
Ayrılık türküleri düşürüp yakma dilimde
Hazan yeli değmiş sarı dallar gibiyim
Uyan uyan aç gözlerin bükme belimi
Bir yanım eksik kaldı sen yanımda giderken
Halbuki olgun hislerimin dört mevsimiydin sen
Vuslata beş kala döndün tüm sözlerinden
Halbuki dalgın gözlerimin som altınıydın sen
Zehirli kurşun gibiydi hülyalı bakışların
Seninle ne güzel dönüyor dünya
Ay sen yıldız sen sevgili eşim
En kıymetli hediye yollamış Mevla
Başım sen aşım sen sevgili eşim
Hem şirin hem leyla imrendi sana
Günlerden mübarek cumadır Cuma
Doktor çare bulamıyor benim acıma
Memlekete haber verin gardaş bacıma
Gidiyorum işte henüz çok erken
Hasretlik gurbette ey vurur başıma
Deli gönül dara düşer seni beklerken
Sızılar yürek yarası hasret çekerken
Daha dönmem demişsin çıkıp giderken
Dökülür gözyaşım henüz çok erken
Dilsiz yaşadım dört mevsimde yılları
Bir ben kaldım bir bende dostum
Dert dağının başını kimse bilemez
Ben beni vurmuşum umudu kestim
Kara kışı görmeyen bahar bilemez
Kemend vurur dilime zalimin fendi
Derdi dile döksem çoğalır acım
Susuyorum işte hiç öylesine
Kula boyun büksem tükenir gücüm
Büküyorum işte hiç öylesine
Sessiz çığlığımı dağlar kaldırmaz
Duman aldı kardelenli dağlarım
Elde açmış güller neyime benim
Deli çaydan ummanlara çağlarım
Vakitsiz açan güller neyime benim
Eksilir seneler bitmez ayrılık
Bütün umutların renkleri soldu
Beyaza küstüm sarıdan incindim
Gönül defterimde sayfalar doldu
Yaprağa küstüm kalemden incindim
Geceleri hasreti gizlice yazdım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!