Yüksek dağların eteklerinde süzülürken ruhum,
Kaygılı bir şekilde arkasına bakıp duruyor.
Garibim, kendince "Acaba arkamdan gelen var mı ?" diyor.
Kimseyi göremeyince arkasında,
O zaman anlıyor senin için ölürüm diyenlerin ;
Bugünlerde kırgınlıklarla kaplı duvarlar,
Hiç içime sinmiyor sahte yeşili sahte gülen baharlar.
Ne gün çıkıp da insanlar, ağlar hallerine;
Bir seferî yaşıyor bu şehirde
Mesafeler bitmiyor ömründe.
Bir evliya kelamı ile
Anlatıyor yolları ellere.
Kalpten kalbe giden yolun aşığı
Seni arıyor gözlerim
Soğuk kış rüzgarında güneş
Yalnız kalmış kumruda bir eş misali
Senin adını zikrediyor dilim
Bülbülde cıvıl bir ses
Sensizlik, yalnızlığın ismidir
Etrafımda onca insan olsa da,
Hepsi birer kalabalıktan ibarettir.
Seni görmeyince gözlerim,
Başkalarını ben neylerim ?
Sensiz geçen her günüm hüsran,
Ben sensiz olurum, mahv-u perişan.
Kelimeler çıkmamaya başlar ağzımdan,
Tüm düşüncelerim içimde saklı, çıkmaz bir an.
Ufku görünen her deniz gibi,
Apaçık, huzur dolu bir sevda içinde
Bir yakamoz edasıyla geceye hükmeden ay misali,
Sevdamın güzelliği, sığmaz yere, göğe.
Kilometrelerce süren karanlığın ucundaki ışık kadar umutlu,
Sevda bu, dokunur kalbe
Önce hisler dökülür açığa tane tane,
Sonra sevda çıkar ortaya yegane.
Bahar gelir, karlı tepelere
Yükümü dünyaya bıraktım,
Sevdamı yanıma aldım.
Ben, vakti dolmuş bir yolcu,
Gökkuşağında sevdim seni.
Sarısında saçlarını,
Mavisinde gözlerini.
Gökkuşağında sevdim seni,
Kırmızısında kalbini,
Yedi ayrı renginde




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!