Anlamı var mı ki artık zamanın
Ayaklarımın altından kayıyor toprak
Labirente saklanmış umutlar
Önümde beyinlere örülmüş duvarlar
Ve hızlıca kaçıyor akrep ile yelkovan
Ciğerine çektiğin her nefeste
Gözlerinin içine bakıyorum
Öyle kalıyorum çaresiz
İçimde kopan fırtınaları
Yüzüne bağırmak varken
Susuyorum, sevgim sessiz kalbim sensiz.
Bağırsam kelimeler sessiz
Yalnızlığın karanlık kapılarını
Aralayabilirsen tut ellerimden.
Sevginin sıcaklığını yüreğinde hissedersen
Sar kollarına sımsıkı ateşinle erit bedenimi
Aç kapıyı korkma ben varım arkasında
buzulların soğukluğunu anımsatan
Hava soğuk gece puslu,
Zalim Sivas bu gece uyudu.
Feryat feryat oldu,
Ağladı dağlar.
Özgürlük ateşi geceye doldu
Canlar özgürlüğe koştu.
Biliyorum,her akşamın bir sabahı var.
Her ayrılığın bir sonu.
Oysa kaç defa şafaksız sabahlara uyandım
Özlemim hasretim hep ona
Kaç kere korkarak girdim yatağa.
Kabuslar gördüm korkunç, sensiz.
Bir kaya görürsen yalnız
Birçok şeyi anlatır tek başına
Bir derdi var sor bak
Yaşlar dökülmez belki
Gözleri yok ama
Anlamaz söylediklerini
Akşamüstü hava kapalı
Yağmur yağıyor şehrin üstüne
İnsanlar yürüyor, koşup kaçıyor.
Bir telaş bir telaş.
Anne çocuğunu koruyor
Bir araba su fırlatıyor
Karanlık odamın dört duvarı aynı
Yosun tutmuş taşları kalbim gibi
Sağım aynı solum aynı
Hücrem dört duvar dört duvar aynı.
Bir avuç toprak çaldım bahçeden
Bir avuç özgürlük ektim hücreme
Bu kalp bende varken
Bu kalp senin için çarparken
Seni sökebilirler mi sanırsın
Canım oğlum.
Varsın uçurumlar olsun yolun sonunda
Yıkılmışlığın ortasında
Unuttum onu
Bu son demişsin
Seneler geçsede
Unutamazsın beni.
Dönüp bir bak geçmişe
Göreceksin gerçekleri.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!