Çıkmasaydın karşıma bir anlık,
Etmeseydin yahşime yamanlık!
Görmeseydim serv kaddini ahir,
Olur muydum bu aşka müzahir?
Ben küfrün o pis zehrini hiç kusmayacaktım!
Ben bâtıl önünden sinerek pusmayacaktım.
İslâm'ın o eşsiz sesinî kor yüreğimden;
Hep haykıracaktım, ebeden susmayacaktım!..
Mef'ûlü/Mefâîlü/Mefâîlü/Feûlün)
Rûhum şeminin nûrunu gözlerdi Süveydâ…
Sînem yanarak sırrını gizlerdi Süveydâ…
Sevdânın amansız yükü, ol çeşm-i hazîndi;
Bağrımda onulmaz yara sızlardı Süveydâ…
Kimisi söver, küfreder; kimi yüze sırıtır.
Kimi yalanla dolanla gemisini yürütür…
Kimi eşini bırakıp yüz kişiyle kırıtır!
Çözemedim seni daha ne ayaksın twitter?
Bütün işin fitne fücur hasetliğin çok senin,
Ey, yüz yıldır uykuda olan gâfil müslüman!
Uyan artık uyan ki Filistin seni bekler.
Gazze ölüm çemberi, Gazze duman, Gazze kan;
Bombaların altında parçalanır bebekler...
Öyle bir katliam ki eşi benzeri pek az.
Kanma aşkın seyline ki hârı vardır.
Hâr-ı dîde dehrisin nehârı vardır...
Eksik etme giryesin nehârını dil;
Giryesin nehârının bahârı vardır...
(Aşık Sıtkı EMİNOĞLU’ya Nazire)
Gün gelir aşkından ölürsem eğer!
Lütfedip, ilk gece kal mezarımda...
İstemem ağlayıp, incitme beni;
Gözünün yaşını sil mezarımda...
Esîr-i aşkın olalı bir tek güngörmüşlüğüm yok…
Bırak da şu hazan gönlüm kendi yağında kavrulsun!
Aşkının ateşi ile yaktın, kül eyledin beni!..
Çek elini artık yeter, külüm rüzgârda savrulsun.
Ey nûr, yağıyorsun yine gökler otağında;
Ol âb-ı hayat bûsesi billur dudağında…
Hak kadrine cân bahşediyorsun bize her dem;
Muhtaç cemi cîhân sana muhtaç ben-i âdem…
Yokluğundan âh-u zârım, Yâ Muhammed Mustafa!
Köhne dünyadan bizârım, Yâ Muhammed Mustafa!
Gül-izârdan sürgünümdür çeşm-i giryân dârına;
Misl feryâd-ı hezârım, Yâ Muhammed Mustafa!
Ben güzelim diye çalım satarsın
Mecnun olmayınca Leyla olurmu
Beni görür kaşlarını çatasın
Gerçek yar dediğin böyle olurmu
Ben güzelim diye çalım satarsın
Mecnun olmayınca Leyla olurmu
Beni görür kaşlarını çatasın
Gerçek yar dediğin böyle olurmu