Şekerpınarı'nda bir kuru dere...
Uzanır bahtının çektiği yere,
Savrulan rüzgara sır vere vere,
Bir zamanlar çoşkun selim var, diyor.
Dünyaya güvenme, ölüm var, diyor!
Ey yârine zulümde ağyâr ile yarışan;
Yürek yakan, kalp kıran, zâlimlere karışan.
Hiç düşünmez misin ki edilen gelir başa.
Gönül yıkanın elbet olur gönlü perişan!..
Kaan YILDIZ
Bu dünya öyle bir nevre döndü ki!
Yok yere kesilir, baş baş üstüne.
Mert olan bir dilim ekmek bulamaz,
Namertler kaynatır, aş aş üstüne.
Yârimi yitirdim gurbet ellerde!
Dolanı dolanı arar ağlarım...
Visale erişmek yokmuş kaderde!
Dermansız dizlerim, yorar ağlarım.
Ah-u vah ederim, elemim bitmez;
Ey gözleri mâtem gibi suskun ve derinden...
Ey kirpiği ey kaşları Leylâ ve Şirin'den...
Ömrümce senin uğruna Mecnun yaşadım ben,
Ferhat gibi dağdan dağa attın beni hep sen.
İlk görüşte insan şaşkına döner;
Yüreğe bir ton yük biner, adı aşk!..
Kararır dört bir yan, bir zulmet iner;
Güneşin ışığı söner, adı aşk!..
Kalbi güp güp atar, nefes kesilir;
Ey, Müslüman Türk genci dön artık dön özüne,
Cihan mülkü dar gelsin Yavuz gibi gözüne!
Gemileri yürütsün ordular tek sözüne...
Sen Müslüman gencisin, kurtul artık bağlardan.
Selam yolluyor Fatih sana kutlu çağlardan.
Gelsin yine başlayalım, diyormuş;
Eski çamlar bardak oldu sevdiğim!
Yuva kurup kışlayalım, diyormuş;
Bizim yuva çardak oldu, sevdiğim.
Aşkı ile alev alev yanmışken,
Eğer ehl-i vefâ ise mâşukun,
Dünya üzerine gelse zor değil.
Cefâ sillesini yiyen âşıkın,
Yüreğinde yangın olur, kor değil.
Ey sevgili bir kez yüzün göreli,
Yâr ararsan eline el değmemişine bak,
Zülüflerin teline yel değmemişine bak,
Edebi- iffetine dil değmemişine bak…
Elin talan ettiği kızdan sana yâr olmaz!
Er ararsan sözünün eri olanına bak,
Ben güzelim diye çalım satarsın
Mecnun olmayınca Leyla olurmu
Beni görür kaşlarını çatasın
Gerçek yar dediğin böyle olurmu
Ben güzelim diye çalım satarsın
Mecnun olmayınca Leyla olurmu
Beni görür kaşlarını çatasın
Gerçek yar dediğin böyle olurmu