Gökyüzünde mahcup bir yıldız geçerken
Kızoğlankız edasıyla ve hüzünle,
Duy uyuşuk akşamın arasından
Şakıdığını bir sesin eşiğinde.
Çiy’den daha narindir O’nun sesi
Ve görmeye gelmiştir seni.
Güvercinim, bir tanecik güzelim,
Doğrul bakalım!
Kaplamış gece çiy’i
Dudaklarımı ve gözlerimi.
Mis kokulu yeller örer
Danseder Mayıs rüzgârları denizde
Dolanırken beyaz dalgaların üstünde,
Gezinir kıyıdan kıyıya yüzeyde
Köpürür sonra denizle birlikte,
Süzülerek gümüş iplikler gibi havada.
Söyleyin, gördünüz mü benim canımın canânını?
Dinle canân, dinle
Sevdiğinin sesini;
İnsan üzülmeli
Dostluk bittiğinde.
Bilmeli ki insan
Gene!
Gel ve ver bana bütün gücünü!
Uzaktaki üzgün bir ses soluklanır çatlamış beyinde
Acımasız durgunlukla, boyun eğişin derdiyle,
Yatışır korkusu ilk ruhta olduğu gibi.
Yeter, suskun yürek! Yazgım benim!
Sark pencereden,
Altın saçlı,
Dinliyorum şakıdığın
neşeli şarkıyı.
Kitabım kapalı;
Sevgili yürek, niçin hor kullanıyorsun beni?
Beni azarlayan sevgili gözlerin
Hâlâ güzel, güzel ama - ah
Güzelliğin ne de gizli!
Gözlerinin berrak aynası
Uyu şimdi, ah uyu artık,
Ey uslanmaz yürek!
”Uyu şimdi” diye bağırdığını bir sesin
İşitir yürek.
Kapıda tak tak
Issız bir gök, loş deniz, batıda
Parıldayan bir yıldız gibisin
Ey çılgın kalbim, ve hatırlanmakta
En çok soluk saati aşkın.
Pırıl pırıl gözlerin tatlı bakışı, dürüst alın
Doğrul ruhum, çiy berrağı düşlerden,
Sevdanın derin uykusundan ve ölümden,
Bak işte! İç çekişler içinde ağaçlar
Terk ediyor sabahı öğütlerle.
Usulca tutuşan alazın doğusunda
VEKiLLERE DUYURU
Kim çok verirse parayı,
Rakiple açar arayı,
Doldur bizim kumbarayı,
Kesinlikle kazanırsın,
**
Dolaş gezin kapı kapı,
Dört katlıdır benim yapı,
Gece kondu ver bir tapu,
Kesinlikle kazanırsın,
**
Güven kalmadı Fakı’ya,
Altın ...