Adam yalnızdı
lakin yalnızlığı değildi onu kanatan.
Umudu yoktu
adamın...
Ve adam İstanbul’a düşmüştü.
Oysa bilmezdi bu şehri.
Yeditepe koca bir el olup çekmişti
onu.
Bir kucağa yaslanış mıydı İstanbul?
Bir cendereye hapsoluş mu?
Bir Karaköy rıhtımı mıydı yoksa?
Bir vapur düdüğü mü?
Yeni ve yine hüzünlü sevdalara
kucak açış mıydı?
Varoluşunun tükenişi miydi yoksa İstanbul?
Silik bir sonun başlangıcı,
bir boğaz geçişinde vapur ve
köpüklenen deniz arasındaki hırçınlık
yoksa yol gösteren bir martı senfonisi
miydi İstanbul?
Adaların; kuş cıvıltısı,
Kadıköy’ün; Fenerbahçesi, Modası
Fatih’in; Balat’ı, Kâriye’si
Eyüp’ün; Sultanı, Piyer Loti’si,,
Üsküdar'ın; mistiği miydi İstanbul?
Yoksa Beyoğlu'nun pavyonu mu?
Lümpen semtlerin
gece gürültüsü kulüpleri mi?
Ortaköy'ün sessiz sabahı
neşeli akşamı mı?
Beşiktaş rıhtımının cıvıltısı mı?
Sarıyer'in Emirgan'in
Beykoz'un huzuru
Kanlıca'nın yoğurdu,
Çengelköy'ün hıyarı,
Çamlıca'nın manzarası mı İstanbul?
Tarabya’da taverna mı,
Eminönü'nde ekmek arası balık mı İstanbul?
Haliç üstü köprülerde olta mı İstanbul?
Sultanahmet’te tarih mi İstanbul,
Turist mi İstanbul?
Yoksa, yok mu İstanbul?
Camilerinde huşu,
saraylarında ihtişam,
Kumkapı da bir meyhane belki,
Galata'da Mevlevi,
İstiklâl'de hiç uyumayan hayat,
Fener’de bir rum evi,
Çukurcuma’da antika,
Kuzguncuk’da bir sonbahar,
Yeniköy’de bir yalı;
Arnavutköy'de bir eski zaman,
Baltalimanı’nda ahşap bir köşk..
Rengim Erguvan, şarkım hüzzam,
İncim, Boğaz; kolyem Haliç;
Adım, İstanbul; Soyadım Tarih.
Şöyle bir uzan Kavaklara
bir nefes al gel
tutabilirsen avucunda
bize de ver, gel.
Ama bir de silik yüzler midir İstanbul?
Koca bir köy gibi büyüyen,
silik ve yitik bir şehir.
Bir korna fırtınası mı
asırların eskitemediği Şehr-i İstanbul'u tüketen,
bir adam mıydı
yoksa
adamlık sanrımız
mıydı
İstanbul?
Kayıt Tarihi : 11.7.2002 10:59:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yıl 97 İstanbul'da aslında çok yeniyim ama çok da geziyorum, hem savaşıyorum onunla hem de hayran kalıyorum ve şiire döküldü bu hayranlık...
![Abdurrahman Kaan Köker](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/07/11/istanbul-54.jpg)
Koca bir köy gibi büyüyen,
silik ve yitik bir şehir''
Taş yığınının arasında kaybettiğin pırlantalarını aramak gibi korku veriyor,İstanbulun yok oluşu.
Tebrik ediyorum.Şiirinizi beğendim.
TÜM YORUMLAR (3)