Yaz-bahar gelince Çukurova’ya,
Torosların yaylaları yurt olur.
Aman vermez sarı sıcak ovaya
Sivrisinek bir alıcı kurt olur.
Şu Dünya’da bitmez işin olsa da,
Avcılıkta dirlik düzen kalmıyor,
Yazıda yabanda toy sebilullah.
“Elitüfekli”yi avlak almıyor
Say sayabilirsen, say sebilullah.
Köylüler kentliyi sokmuyor ava,
İki bin bir yılı mayıs ayında
Hele bakın kim kimlere konuştu?
Av Yaban Hayatı Kurultayında
Birileri: Kara, kara Konuştu.
Konuştukça bendeyledi efkarı,
Avcılığa politika bulaştı,
Yazmasam olmuyor, yazsam olmuyor.
Akıl mantık birbirine dolaştı
Çözmesem olmuyor, çözsem olmuyor.
Avcı değil şu doğanın zalimi.
Komisyona çağrılmadık bu sene,
Eşi-dostu görecektim, olmadı.
Bir köşede tuluatın zevkine
Doya doya erecektim, olmadı.
Avcı olmak ne zamandır suç oldu?
Gene bu yıl av mevsimi geleli
Bizim burda sap samana karıştı.
Bir kuyuya bir taş attı kırk deli?
Bir akıllı çıkarmaya çalıştı.
Şaşı oldu komisyonun kararı,
Neler gördüm şu dünyada
Ehl-i namus kuldan başka
Sığınacak yer kalmadı
Sırtımdaki çuldan başka
Ağacım yok, toprağım yok,
Yalan olmaz avcıların sözünde,
Gerçeğe düşünü katar, o kadar.
Şakayı sohbetin terazisinde
Ara sıra fazla tartar, o kadar.
Rastlayınca müşterinin safına,
Çilingir soframı ben bazı bazı
Kurup Toroslarda yemek isterim.
Elmayı, armudu, dutu,kirazı
Derip Toroslarda yemek isterim
Uzatsam elimi dokunsam göğe.
Güneşin son busesi okşarken kır dağları,
Gurubun parmakları kurşuni bir tül açar.
Moraran çamlı beller fırçalarken rüzgarı
Yaprakların ucunda fecr-i tahayyül açar.
.
Kozalaktan kokular tıkarken her nefesi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!