Beyninden çıktım
Kalbine daldım
Gözlerin izledi
Mahcubiyetimi
Beceremedim işte
Sivri uçlarım yumuşak
Rabbinin, ilk emri değil miydi peygamberine, oku
Ahir sigortan bil namazı, kalbine nakşederek doku
Ayrıca doyur aç kalanı, kayırma intibas ile toku
Ve sadık kal inancına, öğren mezara kadar, oku
Bitmez tehlikeli yollar, şeytanın hilesi oldukça çok
Övünme kar misali zirvede, eriyince inersin dibe
Boş yere öfkelenir dalgalar, diner vurunca sahile
Okunmayan her ayet, günahın yüklerine gebe
Okuyan ile okumayan, ayrı kefede olmaz mı?
"Oku" emrine mukabil, nefesi tüketme boş yere
Gecenin kucağında rüzgâr
Yalçın kayaları yalıyor
İpini gevşetti ecelin Azrail
Kuytu sinelere salıyor
Sinede yuva yapmış saydam tin
İnsan aklı, hep nefsine uyar
Dünyalığı, üst üste yığar
Yaş kemale gelince
Koca ömür, bir tabuta sığar
Bir tabut
Omuzlar üzerinde
Bir yolcu
Tabutun içinde
Peşinde onlarca kalabalık
Aşk, gülümsedi
Derken
Ani bir fırtına koptu; ardından
Önce aşkın geldi; şikayete
Sonrada hüzün
Önce en lazımsın, yaşamam için
Dolu başak başım, hasatta biçin
Sevmiyor diyorlar, bunları geçin
Bana ne bundan
Önce sen lazımsın
Bugün, On dört Mayıs
Şahadet günü
İlahi kaderde yazılı
Filistinli düğünü
Gazze, toz duman içinde
Sabahın fecrinde, simit fırınında beklerken
Ve simitleri geleceğe, halka halka eklerken
Yüzleri tokatlayan soğuk, sefalete itler iken
Yırtık cepte ısınmaz iken elleri, onlarda çocuktu
Yaşamıyorken baba, anne evde yatıyorken hasta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!