Zamanın dinlenme vaktine ulaştık toprakla,
Toprağın zamanı durdurması hep bu ay da
Yaprakların neşeyle dansı başlıyor rüzgârla,
Binlerce renk dünyasına çekiyor düşleri
Gönlüme hüzün doluyor
Ayrılıklar çok dokunuyor,
Yağmurlu bir akşamüstü,
İçimin titrediğini düşün.
Ağladığımı düşün gizli gizli.
Bana bir asır gibi geldi,
Yüzünü görmeyeli.
İşte gece
Rüyalarımda yeni bir şey yok
Yine gözlerine düştüm
Dudaklarında koşarken.
Ter basar uykumda her gece.
Sabaha kadar rüzgarın sesini dinledim
Seni dinler gibi.
Bomboş karanlık odamda,
Hep gözlerine baktım.
Ellerini tuttum uzun uzun
Sonra öptüm saygıyla.
Göl boylarında koklamak havayı
Bedenimi yatırıp toprağa
Dinlemek uysal dalgaları
Onların sesinde
Hayal etmek mavi derinleri
Sınırsız okyanusları
Kara gözlüm
Siyah saçlım...
Anlından kan damlıyor
Ve çok küçüksün.
Çimenlerde sarı çiçekler
Beyaz papatya
Tarih yirmialtı temmuz
Ve pazartesi günlerden
Herkes için aynı sabah
Sıradan bir günün
Telaşlı başlangıcı.
Gelişin ne kadar manalı
Sıkıntım gidişine takılı
Parıldayan hürriyetim
..............gece karanlığında,
Şimdi geldi yanıma.
Henüz aydınlık vurdu,
Kaldırımları ıslanır
Kocaman şehrin
Bir öğlen yağmuruyla.
Yorgun akşamlar düşer
Işıkların aydınlığına.
Kaç zamandır yanar, dağlarda ateş
Hep kahpe pusuda, bekledi kalleş
Kocaman dünyada, yoktur sana eş.
Çıkınca karşıma, eğleme anam
Yüreğim kanıyor, dermansız yara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!