Beni ateşlere yaktın yandırdın
Dilerim sende cıngı har kalmasın
Yanasın, yanasın da kül olasın
Eskiden görücü usulü vardı
Ana Baba gelinlik kız arardı
Gelinlik kızlar cehiz hazırlardı
Deste deste sandığa yığarlardı.
Dünür olunup sözler kesilirdi
Nerden gördüm seni
Gördüm yandım
Geldim yandım
Kaçtım yandım.
Yaktın erittin
Eleklerden süzdün beni
Güller sararıp solarken
Nasıl gülerim Ya Resül
Karanfiller kan ağlarken
Nasıl gülerim Ya Resül.
Senden beklenir şefaat
Koçlarla çakallar
Hiç olurlarmı eş
Koçlar kurban olur
Çakallar ise leş.
Şeytana uyarsın
El eldir
Âmâ ya göz lâl'e dildir.
Görmesede gözü elayı
Anlatır başındaki sürmeli belayı.
Ben aşktan meşkten anlamam
Sevdim seni kara gözlüm.
Assınlar kessinler korkmam
Sevdim seni kara gözlüm.
Sürselerde uzaklara
Gözlerime güvenip bakamadım
Fırçalar resmederken seni
Seni gördüm
Çizgide noktada, paletteki her boyada.
Tuvale inen her darbede
Boyaların kavgasında, barışında
Hüzünlü, uzun ve yalnız geceler
Gözler yaşlı dil adını heceler.
İzbe köşeleri sırlarla dolu
Sabaha kadar yok çözüm yolu.
Erken başlayıp geç biten geceler
Yığın yığın çözümsüz bilmeceler.
Aşk için malzemeler:
İki adet taze kalp
Çok körpe olmasın
Pişmeden yanar.
Çok kart'ta olmasın
Pişmez oyalar.
İsmet Bey Bir şiirinizi Okudum Beğendim Gayet Güzel Yazmışsınız Yüreğinize Kaleminize Sağlık
İsmet bey ,merakımı bağışlayın:bu dörtlükleri nasıl bu kadar başarılı sıralayabiliyorsunuz,İlham kaynağınızı merak ediyorum.Selamlar
İsmet bey Şiirlerinizin bir kaçını zevkle okudum.Hepsi birbirinden güzel,çok akıcı bir üslup
Tebrik ederim.Yüreğinize ,kaleminize sağlık. Selamlar