Yemin ettim asla dönmem sözümden
Sen beni kapında kölemi sandın
Ne hallere düştüm senin yüzünden
Timsah göz yaşına kendin inandın
Kabrisin ayrı dert, nazın ayrı dert
Bir sızı içimde inceden ince
Gözler buğulandı,derin düşünce
Aynada kendimi çökmüş görünce
Eyvah dedim ama iş işten geçti
Takvimdemi yoksa bendemi kusur
Nasıl üzülmem ben nasıl kahrolmam
Saymakla bitmeyen ıstırabım var
Şu ahmak kafama ben nasıl vurmam
Saymakla bitmeyen ıstırabım var
Aklımın fikrime geçmiyor sözü
Bazen buğulanır bazen yaşdolar
Bazen duygulanır bazende güler
Bazen yosun bazen peteğe çalar
Aklımı başımdan alan gözlerin
Belkide kirpikler onu kıskanır
Ne olur terk etme,hançerle vurda
Sen al yüreğimi, çıkarma hurda
Fırat’ı geçecek dermanım varda
Senden vazgeçmeye gücüm yetmiyor
Aşkın ateşiyle yaktın bedeni
Gülmeyi unuttum yalan dünyada
Ama sebebini bende bilmedim
İçim yandı güleceğim sırada
Yalandanda olsun yine gülmedim
Anlam veremedim kahkahalara
Dalında açmamış tomurcuk idi
Tabiata ahenk katayım dedi
Kokun has bahçede bir gonca gibi
Gül mü serdin? Gül mü derdin? Gülseren
Görenin yüreği atmaz mı güm güm
Dertlerim var ilmek ilmek
Artık haram oldu gülmek
Yıları biranda silmek
Yakıştımı gülüm sana
Gönül evimden vuruldum
Yüzüme bakanlar mutlu sanıyor
Halbuki yüreğim hala kanıyor
Üstündeki yüke dayanamıyor
Tutmuyor dizlerim yorgunum yorgun
Kerme tutan yaraları kaşırdı
Aldanma saçımın beyazlığına
Gönlümdeki sevda yüzünden böyle
Bağlamışım yüreğimin bağına
Çözüp atmak öyle kolaymı söyle
Sevdaya kelepçe yakışırmı hiç
küstürse de gönlünü kırsa da kalbini
barış barış barış
hiçe saysa da kıymetini
altın yere düşse ne olur ki
ne olursa olsun kahretme
Mevlana demiş yüz kere tövbe etsen de
özüne dön kendini maffetme
barış barış barış
yarışacaksan barışmakta yarış
o etmiş ...
küstürse de gönlünü kırsa da kalbini
barış barış barış
hiçe saysa da kıymetini
altın yere düşse ne olur ki
ne olursa olsun kahretme
Mevlana demiş yüz kere tövbe etsen de
özüne dön kendini maffetme
barış barış barış
yarışacaksan barışmakta yarış
o etmiş ...