22.08.1998 tarihinde Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Kütahya'da doğan İsmail Barış Yavaş, 12 yaşından beri şiir yazmaktadır ve şiirleri bugüne kadar toplam 9 antoloji kitabında yayınlanmıştır.
Şemsiyesiz yakalandım sana,
Aniden
Bir akşamüstü.
Bilemedim...
Islandığıma mı üzülsem,
Yoksa yağmurun güzelliğine mi sevinsem.
Adını bilmek güzel şey,
Sana dair bahisleri tanıdık ağızlardan dinlemek;
Seni anlatan sözleri arkadaş dillerden çekmek.
Adını Hümeyra adına yansıtmak güzel,
Yalnız baş harfini değiştirerek.
I-
Tanrım,
Dualarımdan önce
Yetişmen gereken dualar var.
Boş ver beni,
Yaz bir deftere.
Gün çoktan aydı Frigya!
Ezop'un yüzü kadar,
Sonu çirkin bir masal belki bugün
Midas'ın flüt çalarak peşine taktığı çiçekler
Bu günlerde solgun biraz
Artık alışık olduğun güneş doğmuyor toprağa
Günün, günlerin aydın İstanbul.
Soluk geceliğinin altında;
Tenin soğuk İstanbul.
Belli uykun tutmamış seni;
Gözlerin biraz yaşlı,
Gözlerin biraz mor İstanbul.
Ben büyüdükçe,
Küçüldü her şey.
Hani annemin kucağında,
Babamın bacağında olduğum günler.
Ben büyüdükçe,
Mayısında 1919'un,
Güneş kılığında geldi;
Anadolu'ya.
Ve gözleriyle,
Bozkıra denizi getirdi.
Ne insan gizleyebilir insanlığını,
Ne de merhemler gizleyebilir yaraları.
Görünecek olan görünür; rağmen tüm gizlere,
Hissedilen, giz kalmaz da zihne;
Yüzlere yansır, belki sözlere.
Ölülerimizi toprağa gömeriz;
Omuzlar üstünde, selalarla.
Hatırladığımızda;
Toprağına bir avuç su dökeriz,
Boşu boşuna.
Denizler umurumda değil!
Sana kıyısı olmalı yaşadığım kentin,
Şöyle sana nazır bir evde oturmalıyım.
Her pencereden baktığımda
İlk seni görmeliyim,
Kenarına atmalıyım kendimi her sıkıldığımda..



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!