Çehreni karanlıklara nakşetmiyorsa yıldızlar nizama girip,
Bulutlar deva diye yağdırmıyorsa seni iç içe geçip.
Ve cehennemi çöller bile hissettirmiyorsa varlığının sıcağını,
Kopsun her birinin kıyameti;
Işığı sönsün, yerlere saçılsın yıldızlar,
Dağılsın, kaybolsun yağmuru taşıyan bulutlar,
Ayağa dahi kalkmadan gezgin olmak
Aşmak bir bir, sonra yitirmek ülkeleri.
Gideceğim yere varmak, daha çıkmadan yola;
Doğmadan henüz, ölümümü izlemek.
Ömrümün hududunu çizmek aldırmadan tanrıya,
Yazdık,
Okuyabilmekten çok;
Yazabilmekti her şey.
Bütün paragraf başı dinlenmelerde;
Bir satır sonu yalnızlığına özenip,
Erken noktalar koymak hayata.
I-
Sordum,
Daha dün tanışmış sarıyla
Yapraklar,
Bir de kışa bak;
Örtülüyor üstümüze bembeyaz.
I-
Ben,
Seni biriktiriyorum
Senden aldıklarımla.
Ve karşılığında
Hep kendimden harcıyorum.
Gün çoktan aydı Frigya!
Ezop'un yüzü kadar,
Sonu çirkin bir masal belki bugün
Midas'ın flüt çalarak peşine taktığı çiçekler
Bu günlerde solgun biraz
Artık alışık olduğun güneş doğmuyor toprağa
Denizler umurumda değil!
Sana kıyısı olmalı yaşadığım kentin,
Şöyle sana nazır bir evde oturmalıyım.
Her pencereden baktığımda
İlk seni görmeliyim,
Kenarına atmalıyım kendimi her sıkıldığımda..
Geleceğe uyanmaktan bıktım!
Geçmişe günaydın diyorum bu sabah.
Şarkılar doldurdum kulaklarıma,
Ceplerimde bayram şekerleri.
Koluma taktım ilkokul aşkımı;
İçimde kar tatili sevinci.
Zamanın anlattığı bir şey var
Kimi koymaya çalışsam kalbime
Küçük geldi,
Çünkü sana göre yapılmış orası
Dolduramıyor senden başkası.
Baş başa olalım İstanbul,
Utanıyorum bu kalabalık bize bakarken.
Sokaklarında herhangi biri oluveriyorum birden..
Sen de çok güvenme güzelliğine,
Herkes peşimde diye sevinme.
Marmara alıp başını gidecek bir gün;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!