ben sana yanmışım yana yakıla
ellerim kelepçede gözlerim mahpusta
sonu olmayanın kırık ümidi gibi
gecenin görünmeyen mavisi
sonbaharın ıslak sisleri gibi
ben sana yanmışım yana yakıla
ellerimle uzattım sana kalbimi
hor görüp yüzüme bile bakmadın
bu kadarmı üzer insan insanı
gönlümce coşmuştum anlayamadın
güneş erken doğar benim dünyama
sabahtan başlar içimde sızım
saatler geçmez olur adeta
koskocaman şehirde yalnızım
taşlar toprakalr anlar dilimden
hiç tanıyamamışım meğer seni
bir tesadüfle gözüme girmişsin
bir sen daha var senin içinde
bir oyun gbi sen böylemisin
sen benim dünyaya gelişim
ne olabilirki daha başkası
sen ilk seviyorum deyişim
olmayacak senden sonrası
sevgi verdin kucak kucak
gözlerine bakmak isterdim doya doya
o gece karası siyah gözlerine
saçlarını almak isterdim avcuma
tutmak isterim kalbini ellerimle
hissetmek isterdim çılgınca duygularını
bana karşı olan aşkını anlamak,
sen vardın gitmeden önce kollarımda
ya şimdi, boşluklarla sevgili oldu
sen vardın hayatın o dar yollarında
ya şimdi yalnızlıkllara çıkar oldu........
nereye bakıyorum bilmiyorum böyle boş, bomboş,
duvarlar ağıt ağıt konuşuyor, eşkiya gönlüm sus artık..
ne sen bitirirsin bu feryad-ı figanı nede o zalim yar..
olsada dünya aşktan kör kütük sarhoş..
ben onu diyemeyecek kadar sevdim..çok olduğunu..
neyine karıştıkki şu yalan dünyanın
birimizi alıp yanlız bıraktı birimizi
yanlışmı attık yoksa adımını hayatın
veya sen yoksun ben niye varım
hangi gerçek açıklar bizi hangi cümle
gümüşten bir kilit ardındayım
sokaklar yasak gökyüzü yasak
ıslak camlarda şefkati ararım
gülmek yasak ağlamak yasak
ne çiçek kokusunu bilirim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!