-I-
Sabaha yakın gelmiştin.
Biraz sarhoş, biraz kırgın,
Ve alabildiğine kirliydin.
“Sussan olmazdı,
I.
“Ucunu kapattım tüm soruların,
Yalnızlaşmalarım bir,
Toplumsallaşmalarım sıfır…
Aynı anda hem uçurum bekçisi, hem ayakları kırık bir sakar, hem de ölümüne ilkel olabilmenin çelişkisi dolaşıyor damarlarımda.
İçimdeki gölge
Kayıp bir dilde şarkı söylüyordu.
Bu kimliksiz dilden bir tek yalnızlığım anlıyordu.
Ve ne zaman dizimde uyumak istese
I
/Ne büyük şenlikti oysa./
Şarkılar, şiirler;
Valiz dolusu söylenceler.
Sızımın ilticacısı;
Canını acıttım değil mi,
Vurdum baltayı en yeşeren yanına
Vurdum işte bilmeden
Vurdum şahdamarına
Bağlandığı kazığı sürükleyerek
/DÜŞKÜN/
Ve karanfiller dönerek düşüyor…
Sessizliğin, ya da kısılmış sesin!
Yokluğunun ilk gençliği,
Sevgili olduğumuz günler geçti.
Aynı şehirde iki yabancıyız şimdi.
Yazık ki unutmuşuz birbirmizin iç cebinde,
Aşkın bütün hallerini...
Mesela birlikte tokuşturulan rakı kadehleri,
Duru ve aydınlık günleri,
Kaldırdın aramızdan izinsiz.
Ne kaldı bizden hesaba çekilecek?
Bir sarkaç gibi
Gidip geliyor aramızda geçmişin.
Küçüğüm;
Daha çok küçüksün.
Sana nasıl anlatayım ki,
İçine düştüğün cehennemi.
Sana, hiçbir dinde yeri olmayan,
Ama dünyanın her yerinde var olan hainlikleri,
(1)
Öyle vefasızsın ki,
En olmadık anda gittin.
Sevmek bir zamanı yitirmekti senin için.
Yitirmek istemediğin zamanı neden biriktirdiğin
Bir o kadar meçhul…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!