Güzel söz duvarda asılı kalsın
Girsin kitaplara basılı kalsın
İlimsiz irfansız anlamsız sözler
Çalınsın boş yerde, fasılı kalsın
Su'dur benim adım, şeffaftır rengim
Yüzde yetmiş beşle, akar dururum
İlyas'la kardeşiz, varmıdır dengim?
Kıymet bilmeyene, vakar dururum
Rızka tamah etmekten aklayan hür nefestir
Bizim olmayan malı, yığarken Rahman dedik
Miras olan kalpleri saklayan nur kafestir
İnanca küçük leke, değerken Rahman dedik
Şükür düşer
Mayaları hay olan, kullar bölüm bölümdür
İnadını kıranın, gönlüne şükür düşer
Dünya benim diyenin en korktuğu ölümdür
Altınla boyanının, gönlüne bakir düşer
Mercan gibi dişleri, ekmeyi onda gördüm
Düşü verdim ey millet, bir dişçinin eline
Bir saata altı diş, çekmeyi onda gördüm
Şaşı verdim ey millet, bir dişçinin eline
Sultanım-1
Bir tek seni bilirim, başkası haram bana
Koca bir hayat ile, geliyorum sultanım
Doğru söze ortağım, keşkesi haram bana
Öğütlerini her gün, alıyorum sultanım
Suçlu kelepçeli sevincim masum
Kalmadı inan ki efkârım artık
Zamanla yok oldu tuttuğum yasım
Huzurum yerinde bekârım artık
Fakiri doyurdu ettiğim kasem
Suya yazı yazanlar gördüm
Üç ana renklerin tonları soldu
Gölgesiz resimler çizenler gördüm
Şefaf billurlaşan hayatlar öldü
Su üstüne yazı yazanlar gördüm
Poyrazdım bir zaman esip gürledim
Kalamadım aşkın bir gün yelinde
Kırık dökükleri biraz derledim
Olamadım aşkın tatlı dilinde
Gönlüme dar geliyor ezberlediğim balkon
Yıllarım aya döner, asırlara talibim
Sığındığım son umut, iki oda bir salon
Gönlüm geniş yer ister, kasırlara talibim
İçime kapandıkça, her isteğim tarz olur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!