ne güzel sancısı tutmuştu
tekmeleyen düşlerin
düşünsene;
hayalden elbise bile dikmiştin
gelinciğe özenen papatyaydın
akşam güneşiyle kızıla dönerdi yaprağın
fallarımda sen çık diye
tek sayıydı yaprağın
ve sonra,
alevine küllendi mum..
yangına körükle giden sözlerin
satır arasında
söyle İstanbula,
gül taksın yakasına
boğazına kadar aşka açken
ve martılar
şimdi mektup yazsam
mürekkebi akardı kalemin
sana tuttuğu yastan
ama klavyeyle yazıyorum
gelinlik kızlar kocaya kaçardı
koca neresi demiştim bir keresinde
eve doluşan dedikoducu karılar
basmışlardı kahkahayı
zincire vurulmuş sadakattin sen
her halkan
başka bir halkanın boynunda
köle gibi gezdirilen..
saçlarını iki elinle kaldırıp
kolyeni takmak gibi arkanda
hani kımıldamadan durmak
öyle uslu uslu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!