yaza yaza kaç yaz geçti saymadım
takvim mi duvar eskitir
duvarlar mı takvimi
söylesene,,
aynı anda dalabiliriz uykuya
mesele o değil..
aynı rüyada buluşamazsak
ya da aynı anda uyanamazsak
şimdi bir ankanın düşünde külleniyor hikayem
martının gözünde susamlanıyorum giderek
giderek kısalıyor zaman
ama aksine
uzuyor an
gözlerimi asansöre yükleyip
dizlerinde indim
bir üst kata çatıydı
diz üstünde eteğin..
oysa bütün malzemeler hazırdı
kaşık
su
ve fırtına koparacak kadar nefes..
en güzel hevesleri kursağında bırakıyorsun ya aşkın
aşk olsun diyor
aşk olsun sana, aşkın
sonra başka çiçeklere konuyor ya aşkın
ne diye sitem ediyorsun bilmem
gelme çünkü o mecnun öldü çoktan
ne çöl kaldı ne serap
ne de gökte mehtap
gelme,
seni müstakil halinle sevmiştim
avlunda beş taş oynarken
incir ağacına çıkarmıştım avuçlarımla
sepeti uzatmıştım hatırla
o ağacın çatalında
aradan zaman geçince tekrar bakıyorum aynaya
gördükleri karşısında şaşıracak mı diye
istifini bozmuyor bakışlar
eski tas
eski ayna
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!