Dalmışım uzaklara,
taa, gözümün gördüğü
en ucra yerdeyim.
hemde
gönül hücrelerimin isyanını dinlemekteyim.
sendeki ısrarıma,
ben hayalde sultan oldum,
efkardan tahta oturdum.
aşktan bir ordu kurdum,
ardından koştum hayalin,
ben bir hayale vuruldum.
En yüksek yerlerde en güzel günde,
Akşam eder doyamazdık ikimiz.
Geze geze ter kanlara batardık,
Sığamazdık bu dünyaya ikimiz.
Bir gün saray burnu,birgün çamlıca,
saçlarına ak düşmüş,
tanıdığım ilk dadın.
ne zaman kovulsaydım,
hep ona sığınırdım.
nede hoş konuşurdu,
o kadife sesiyle.
Niye, tarla kuşum halden bilmezsin,
Ne kadar uğraşsam ele gelmezsin,
Dünya kafes sen içinde gülmezsin,
Sevdalıyım garip görür ay beni,
Elleri kelepçeli sırtında cop izleri,
Başları örtük diye kırdılar filizleri.
Bu gün okul kapalı kızım sen git işine,
Cahillik dura dura okumak ne işine.
Mevsim aşk mevsimi bir bahar ayı,
Gönül görmez olur hiç bir leylayı,
Gözleri gülsün diye bütün dünyayı,
Yıka yıka çıka geldim o elden,
Dayan gönlüm dayan hele sabır et,
Çoğu gitti azı kaldı dur hele,
Şevkat, sevgi lazım birde merhamet,
Dostun neyı varmış durma sor hele.
Namerdi tutupta merdin yerine,
Gönlümün düzlügünde
tay koşturan deli güzel
uzattım ellerimi değmedi saçlarına
hızına yetişemedi, bakışlarım zavallı
gönlüm bir harman yeri
sen rüzgarısın
Pazarda esirin gördüğü şevkat,
sende yokmu? birazda ben tadayım.
adını ne koysak desek merhamet,
sende yokmu? birazda ben tadayım.
bil savaş mağduru kelepçeliyim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!