Bir kalleş kurşunu ile yıkıldın'mı cudi'de,
Mehmet, mehmet düşme kalk,
Daha doğmadı şafak.
Kolunda takat,
Dizinde kuvvet yokmu, yoksa,
Göz kapakların dirensin.
Kendime yaşlı bir aşık diyeyim,
Sende yaşlandın mı nasıl bileyim,
Küçük bir işaret gönder öleyim.
Ağarmış saçından bir tel hatıra,
Kıyamet kopsada yetiştir bana.
Kimi şarkı, kimi şiir, kimide söz söyledi,
sevgiliye yanık yanık.
bense, gözlerinin yeşiline değince gözlerim,
elim, dilim zihnim bulanık.
Ağlıyorum sevgili,
Senin gönlümde yaktığın ataşi,
Gözyaşlarımdan başka bir şey söndürmüyor.
Soruyorsunya....
Evet ağlıyorum.
Dilden dile gezen dile ne oldu?
Bu dil bir gül idi güle ne oldu?
Gülden öte bir dil, dile ne oldu?
Gülde, dilde soldu bize ne oldu?
Gözkapaklarından çıkıpta,
Çenene doğru akan yaşlarının,
Yüzünde bıraktığı izi bilmek, seni bilmek değilmiş.
Hoş bende bilememişimya
Gözlerinin derinliklerinde kaybolmak,
Oradan aklına,
Ne ellerim kelepçeli,
nede bahtım zindan yeri,
vefasızın ben esiri,
özgürlüğü özlüyorum.
göz yaşlarım sermayem mi,
Kim bilir hangi tenhada
birgün nerde öleceğim
ben varmıyım aklında, onuda bilemem
nasıl bileyim.
bir ama gibi bitsede hayatım,
gözlerinin karasını, heryerden göreceğim...
Yarsalar dağları yakut bulsalar
İpek halılardaan yolluk kursalar
Dünya senin sultanısın deseler
Gözlerine değişmem yar, cehenneme gönderseler
Bugün parlar elbisen, yarın birgün çul olur.
ceplerindeki paran, elden gider pul olur.
gönül bitmez hazine, dosttan dosta yol olur.
adam dediğin adam, yüreği volkan olur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!