Büyük bir çığlıkla uyandım
Gözlerimi açmakta zorlanıyordum
Etrafımda koşuşturuyordu
Kızgın hançer üzerime doğru geliyordu
Kendimde kayboluyordum
Hayattan bir darbe daha geldi
Issız kör kıyıma
Bir nefeslik ömür kalmış
Bu son yaşantımda
Şafak yeni sökmüştü
Bir sandal dayım
Denizimin uzaklarında
Oltamın ucunda ben varım
Hayatımın mahfolduğu anda
Karanlık daha yeni çökmüştü
Yolculuk zamanı gelmişti
Bu limanda yerim yoktu belki
Demir atıp yola çıkma zamanı
Gelmişti geçiyordu bile
Bir hayat yolu idi
Bir kıyıda dalgalanan deniz kadar emiz
Kalbimin en derinine saplanmış bir hançer
Dağlara haykırmak isterim sana olan aşkımı
Sende bilmelisin aşk iki kişilik
Her aydınlığın bir karanlığı vardır
Bir ışık bekliyorum
İçimi pır pır ettirecek
Bir umut bekliyorum
Seni bana verecek
Kıp kırmızı olurdu
Bir ay kadar suskun olsam
Bir yıldız kadar temiz
Bir bulut kadar güzel olsam
Uçan kuş kadar masum
Issız bir ormanda olsam
Artık demir atmanın zamanı gelmişti
Martıların uçuştuğu anda
Gemiyi batırmadan ulaştır samda kıyıma
Saplandı hançer sol yanıma
Bütün sevdiklerimizi kaybetmiştik
Hey deniz, dert dinleyen deniz
Sen deniz, beni anlayan deniz
Hey deniz, sırdaşım deniz
Karadeniz, yoldaşım deniz
Siyah deniz, haykıran deniz
Aşık’lar diyarı gibi olsa da
Sevip de alacakmışcasına
Aşk deyip geçme büyük kalp ağrısı
Ölüme değişilecek bir aşk olsa da
Aşk ile ölüm aynı şey
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!